Günümüzde Felsefe Disiplinleri

Kolektif

Günümüzde Felsefe Disiplinleri Gönderileri

Günümüzde Felsefe Disiplinleri kitaplarını, Günümüzde Felsefe Disiplinleri sözleri ve alıntılarını, Günümüzde Felsefe Disiplinleri yazarlarını, Günümüzde Felsefe Disiplinleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama günümüzde tarih felsefesine ilişkin en etkili yapıtların sahibi olarak Ernst Bloch karşımızdadır. Bloch, hem "pozitivist aldatmaca"ya hem de neredeyse tarihin teknik bir belirleme ile saptanabileceğine inanılan bir "son"a doğru gittiğini ileri süren hiliastik savlara karşı umut ilkesi'ni ileri sürüyor. Bloch'a
Sayfa 436 - pdfKitabı okudu
Ama buradan kalkılarak Hegel'de özgürlüğün Prusya monarşisinde "gerçekleştiği" ve noktalandığı gibi bir sonuca hiç kuşkusuz varılamaz. Çünkü gittikçe özgürleşen politik ilişkiler, insanın "gerçek" özgürlüğünün bilincine varmasını mümkün kılan koşullardır ama, bu bilincin kendisi, Hegel'in spekülatif düşüncesinde, tüm
Sayfa 426 - pdfKitabı okudu
Reklam
19. yüzyılla birlikte ortaya çıkan ve giderek güçlenen bir kavrayışa göre, tüm insani olaylar tarihsel koşullar içinde meydana gelir. 19. yüzyıla "tarih yüzyılı" dedirten kavrayış da budur. Ama bu kavrayışın altında şu naif inancı yakalayabiliriz: İnsan, tarihi- tümüyle görebileceği tarih-üstü bir noktaya, başka bir şeye ihtiyaç
Sayfa 418 - pdfKitabı okudu
Sanatın tek bir görünümü yoktur, tersine onun pek çok görünümü vardır (oyun, yapabilme, deney, inanç, dil, biçim verme, arındırma, v.b.)- Ama bunları belirtmek ne bağdaştırmacılık (eklektisizm), ne de göreciliktir. Tersine, görelilik kuramında bile nasıl ki bazı sabitelere başvurulup bu sabiteler de temel yasalardan çıkarılıyorsa, estetikte de durum aynıdır. Tüm çağların ve tüm ulusların sanatlarında içerilmiş olan ortak ilke, gerçekliğe biçim verme ilkesidir. Bu ilke bize, sanatların görünürdeki kaotik çok çeşitliliğini anlama olanağını da verir. Nietzsche'nin dediği gibi, sanatta her zaman geçerli olan şey şudur: "Kaosun efendisi olmak, onu zorlamak, ona biçim vermek.".
Sayfa 391 - pdfKitabı okudu
J. Huizinga, derin anlamlı kitabı Homo Ludens (1944) de, insanın aslında oynayan hayvan olduğunu, kültürün bile bir oyun olarak meydana çıkıp geliştiğini ileri sürüyor. Öyle ki, toplumsal yaşamın birbirinden en ilgisiz alanlarında bile, örneğin arkadaşlar arasındaki dostça bir kâğıt partisinden, geleneklere, sava kurallarına ve giderek felsefeye
Sayfa 378 - pdfKitabı okudu
Gerçekliği betimlediğini savunmasına rağmen, ontoloji, zaman zaman bilime belli bir düşmanlık güder ve bilimi temel varlık prensiplerini zedelemekle suçlar. Bu türlü düşmanca bir tavır, özellikle, bilimin yeni, bilinmeyen bir yönelim içinde olduğu sıralarda yoğunlaşır. Çünkü böyle bir yönelim sırasında bilim de kaçınılmaz olarak sezgi ve sağlıklı insan anlığının yönlendiriciliğine muhtaçtır. Ama bilimde böyle bir yönelimin dayandığı zemin, yine de geçmişteki deneylerdir. Böyle bir yönelimin ürünü olarak görelilik kuramına karşı (on yıl öncesine göre bugünlerde giderek azaldığı sevinilerek görülen) itirazlar, zaman aralığı ile uzunluk ölçüsünün (zaman ile uzunluğun) gözlem koşullarında birbirlerine bağlı olduklarını yadsıyan ontolojik bir ön-kabule dayanıyordu. Kuantum kuramı, gerçekten de, alışılagelmi bir kaç "varlık prensibini zedelemişti. Bu kuram, ortadan kaldırılamaz ve kaçınılmaz olan bir belirlenemezlikten söz ediyordu. Ontolojinin bazı bağnaz yandaşlarınca bu kuram bu yüzden yadsınmıştır. Ne var ki, ontologlar, alışılagelmi olam zorunlu olana dönüştürme hatasını işlemekledirler ve bu nedenle de, onların zorunlu saydıkları şey, alışılmamış herşeyi mantık-dışı ve anlamsız kılan kendi alışkanlıklarıdır. Bilimin gösterdiği gelişme, onların haksızlığını kanıtlamıştır. Bilim bize, sağlam bilginin kökenini deneyde aramamız gerektiğini öğretir.
Sayfa 250Kitabı okudu
Reklam
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.