"Sana sahip olduğum zamanlar yalnız ölümü değil; yaşadığımı bile unutur, bambaşka bir âlemin rüyaları içinde bambaşka bir insan olurum...
Sen de benim gibi misin Güzçiçeğim?..."
Hani ben ağlamam diyordun?.. Ne bu?. Ne bu gözlerinde parıldayan?. Sevgi mi, ıstırap mı, özleyiş mi, nedamet mi?.. Hani ben üzülmem diyordun? Ya kirpiklerindeki damlalar?.. Ya bakışlarındaki duman?..
Ölüm bir kurtuluşsa seninle beraber kurtulmak isterim...
Mezar taşlarına konan nasipsiz sonbahar kuşları mehtaplı gecelerde kanatlarına ölülerin ebedî sevgilerini yüklerler ve çok uzak iklimlere doğru uçarlar.
Konuşurken susan insanlar, susarak konuşan insanların dilinden ne anlar? Gecenin, sükûtun ve hıçkırığın ifade ettiği duyguları, bir ömür boyunca yaşayanlar ; gecenin, sükûtun ve hıçkırığın kollarında belki ölüme bile giderler...