"Sen bir cam kırığısın kalbime gömülü İlerliyorsun yavaş yavaş kanatarak
Ha varlığın ha bir yangın
Ha temaslar ha bir kuran
Farketmedi yağmur hiç birimizi!
Karışacağız içimize karışacağız sensizce"
Büyük marifettir ihanet; sorumluluk ister. Katakullinin ihtişamı, başdöndürücüdür. O'nu aldattıktan sonra şoför mahaline geçer, arabayı çalıştırırsın. Artık iş, gaza basmaya kalmıştır. Gözlerinde masum bir ifade, dudaklannda lakayit ama müstehzi bir telaş, direksiyonu kavrayan parmaklarında acemi bir titreyiş, kendi kendine 'yok
-ne çok-
Seni ne çok kedi tırmalamış anne
Camlara baktım orda mısın hâlâ
Dün akşam haydutlar bıçaklamış bir karanfil
Kaçamamış vurmuşlar ölmemiş
Solmuş seni ne çok iğfal etmişler anne
Her yerin delik deşik
Ağlayışın bile yamuk yumuk
Bakışların kısık
Ve bilhassa değişik
Ne çok isyanlanmışım ne çok gitmişim meğer
Bağırdıkça etlenmiş sesimetlendikçe sesim, Kanamış elmas ligme ligme
Seni ne çok öldürmüşler anne
Beni ne çok dövmüşler
Artık evlenelim anne hayata karşı
Ve gel, beraber kaybedelim bu mor savaşı
Benimle birlikte intihar et anne...
Sürekli bir telafi için sevişiyoruz; yoksa aklını kaybeden su umrumuzda değil.
Çünkü dağ uyuşturucudur ve çünkü dağa bağımlı yaşar tüm vadiler.
Bir şehri arkadaş edinmek için ağlıyoruz bazı gecelerde; yoksa yalnızlık umrumuzda değil. Çünkü ömür rütbesidir insanın ve çünkü ömre bedel bir çözeltidir insan mücadelenin içinde.
Kurnaz âşıkların tuzağında can çekişir incelikler; yoksa kalbin çocukluğu umrumuzda değil.
Çünkü trajedi hayvandır ve çünkü evcil ama hâlâ vahşi bir yaratık besler sevgililer.
Sen kendine eş değil, sonu baştan belli macera arıyorsun der mi giden birileri hep.
Çünkü terk haz verir aslında varlığa ve çünkü varlıklar da terk edecektir acıyı birer birer.
Warlock'ed.