Içimde bir ses: "Kimse yok mu?
Kimse yok mu çaresizliğimi bilen?
Kimse yok mu sıkışmışlığımı gören?
Kimse yok mu sesimi, feryadımı, iniltilerimi duyar?
Denizin ortasındayım.
Gün topladı bohçasını veda ediyor.
Her şey gibi.
Benim gibi.
"Faniyim" diyor.
"Benden yüzünü çevir;
sana beka verecek olana,
Bâki olana yüzünü dön!" diyor.
Hüzün gölgeledi yüzümü; lâkin yakmıyor. Biliyorum ki gün yarın da gönderilecek;
benim de bir yarınım olacak.
Hem de sonsuzcasına.
"Ya Baki, entel Bâki..." diye teselli buluyorum. Hüznümün yerini huzur alıyor.
Deniz çiçekleri martılara bakakalıyorum.
Kendi gördüğünden daha fazlasıdır gerçek. Basir'e güven. Kerim olan Rabbini tanı. Rabbinin adıyla oku etrafında olup biteni. Sen seni göremezsin, O görür.
¶¶
bir zamanlar "rüya" diye gördüğümüz Batı, insanlık krizleri baş gösterince birden "riya" olup çıkar karşımıza.
...
Srebrenitsa'nın acısı hâlâ daha taze... Suriye'de kan üzerinden oynanan satranç oyunları, yazık ki mat ol muş durumda değil! Mısır'da özgürlükleri ve onurları için öldürülen insanlar, başta BM olmak üzere, Batı bi linçaltını temsil eden aktörler için hayvanların telefi kadar bile rikkate değer değil!