Kitaptaki kişinin gerçek kişi olması ve romanın sonunda fotoğraflarla desteklenmesi çok güzeldi. Altın değerinde bilgiler, öğütler, dersler yer alıyor. Keşke etrafımızda Güzide gibi bir eş ve dost ve insanlar olsa... Keşke Güzide gibi olabilsek...
Ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemedi Hafız Hasan. Öylesine bitkin, öylesine bezgin, öylesine perişandı ki... "Ben sizden daha üzgün, daha kızgınım ama elden ne gelir?" diyemedi, yalnızca "Emir geldi, bundan sonra ezanı böyle okumak zorundayız." Sözleri döküldü dudaklarından. Kendi sesini kendisi bile tanıyamadı.
Çevresindeki her şey dönüyordu âdeta. "Ah kendimi bir evime atabilsem." diye düşündü.