Hak Dini Kur'an Dili (10 Cilt)

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Hak Dini Kur'an Dili (10 Cilt) Quotes

You can find Hak Dini Kur'an Dili (10 Cilt) quotes, Hak Dini Kur'an Dili (10 Cilt) book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Te'vil ise, "اول" maddesinden tefîldir. Rağıb, Müfredat'ında bunu şöyle izah eder: "اول" asla rücu' demektir. Te'vil de bir şeyi ilmen veya fiilen kendisinden murad olan gayeye redd-ü irca eylemektir.
Sayfa 20 - Yenda Yayınları
Tafsilden istifade edebilmek için sade ehl-i ilim olmak kafi değil, fakihü’n-nefs olmak da şarttır. Yukarılarda geçtiği vech ile fıkıh, aslı lügatte bir şeyi ilel-ü hikmetiyle anlamak, Fehim-i dakik ile fehmetmek manasındadır ki, bunda ma’rifetun nefs manasında münderictir. Ve bununla şuna da işaret edilmiştir ki, bundan evvelki ayetlerin tafsilatı ilmiyyesi şeriatından biri de insanların kendilerinin ahval-i nefsiyyelerini tanımalarıdır.
Sayfa 508 - 3. cild /En’am,98
Reklam
Kur'an'ın Korunmasındaki Mucize
Fahruddin-i Razî der ki: "Kur'ân'ın ki gibi mahfuziyyet hiç bir kitaba nasib olmamıştır. Başka hiç bir kitab yoktur ki, az veya çok tashif, tahrif, tagyîr girmemiş bulunsun. Bunca mülhidlerin, Yehudun, Nâsârâ'nın Kur'ân'ı ibtal ve ifsad etmek üzere bir çok daiyeleri bulunduğu halde, bu kitabın tahriften her cihetle masun kalması en büyük mu'cizelerdendir. Bir de Allah, bunun böyle mahfuz olarak bakasını bu âyetle haber vermiş şimdiye kadar da altı yüz seneye karib bir zaman geçmiştir. Binaenaleyh bunun bir gayb haberi olduğu tahakkuk etmiş bulunuyor. Bu ise, kahir bir mu'cizedir."
Sayfa 218 - 5.cild , hicr-9Kitabı okuyor
İslam Hukukuyla Muhakemeye Davet Olununca Müminler
51ı) انما كان قول المُؤْمِنِينَ اذا دعوا إلى الله وَرَسُولِهِ لِيَحْكُم بَيْنَهُمْ Yoksa beyinlerinde hükmetmek için Allah'a ve Resulü'ne da'vet olundukları zaman mü'minlerin sözü ancak أن يقولوا سمعنا واطعنا "semi'na ve ata'na" demek idi. Yani "dinledik ve itaat ettik, baş üstüne" diye hemen da'vete icabet etmekti. وأولئك هم المُفْلِحُونَ ve işte ancak bunlardır ki, o felâh bulanlardır. Murada erenlerdir. وَمَنْ يُطِعِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ ve her kim, Allah ve Resulü'ne itaat eder, yâni yalnız mahkeme işinde değil, her hususta Allah'ın kitabına ve Resulü'nün sünnetine ittiba eyler ويخشى الله ve Allah'dan korkar, isyandan sakınır ve O'na sığınır, korunursa فأولئِكَ هُمُ الفائزون iste ancak bunlar, o faizîndir. Fevz bulacak, felah meydanında gaye-i merâma erecek, ebedî saadetin kusvasına nail olacak olanlardır.
Sayfa 61 - 6.cild Nur,51Kitabı okuyor
İhtiyar Kadınlar Süslenir mi?
Nur-60 والقواعد من النساء‎ Ve oturmuş kadınlar ‎‫اللاتي لا يَرْجُونَ نكاحا‬‎ ki, bir nikah ümidi beslemezler,‎‫فَلَيْسَ عَلَيْهِنَّ جُنَاحٌ أَنْ يَضَعْنَ ثِيَابَهُنَّ غَيْرَ مُتبرجات بزينة‬‎ bir zinet ile teberrüc(1) etmeksizin üst örtülerini bırakmalarında beis yoktur. Yâni hayz-u nifastan kesilmiş kadınlar, yukarıda geçen ولْيَضْرِينَ بِخُمرهن على جيوبهن ولا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ‎ ("... ve baş örtülerini yakalarının üzerine vursunlar, ziynetlerini açmasınlar." Nur-24/31) emri mucebince gizlemeleri lâzım olan zinetlerden hiç birini izhar etmemek şartiyle üzerlerindeki çarşaf, ferace gibi dış elbiselerini bırakıp yalnız baş örtüsüyle çıksalar bir beis yoktur, günah olmaz. Lakin teberrüc gençler için günah olduğu gibi ihtiyarlar için de günahtır. Süslenmeleri günah değil, süsle yabancı erkeklere çıkmaları günahtır. İhtiyar kadınlar süslenir mi dememeli? Ne acuzeler vardır ki, gençlerden ziyade güzel görünmeğe özenirler.
Sayfa 66 - 1] Teberrüc: Kadının kendisini süsleyip çıkarak endam ve ârâyişini, zinet ve mehasinini erkeklere izhar etmesidir ki, cahiliyyet kadınlarının âdeti budurKitabı okuyor
Nimete Karşı Nankörlük Edenleri Allah Bilir
Şunu da unutmıyalım ki, Çanakkale, Sakarya, İnönü muzafferiyyetleri, İzmir'in istıhlâsı, Avrupa'lıların İstanbul'dan çıkarılmaları hamdolsun Allah Teâlâ'nın zamanımızda gösterip tanıttığı âyat-ı İslâmiyye'dendir. Bu mücahedelerde Türkiye müslümaları öyle bir ıztırar ve ihlâs ile Allah Teâlâ'ya iltica ederek çalışmışlardı ki, "Yoksa sıkılan kendine duâ ettiği zaman ona icabet edip fenalığı açan ..." Neml-27/62) mazmunu aynen tecelli etmişti. Fakat bütün bunların tahakkukundan sonra إنَّكَ لا تُسْمِع الموتى ولا تُسمع ‫الصم الدعاء اذا ولوا مديرين "Şübhesiz sen ölülere işittirmezsin, arkalarına dönmüş‬‎ kaçarlarken sağırlara da da'veti işittirmezsin" Neml-27/80) buyurulduğu üzere duymak istemiyen kalbsizler, sağırlar, körler. İslâm'ın artık bütün va'dleri olmuş, bitmiş istikbal için vazifesi kalmamış olduğunu iddia ederek müslümanlığı körletmek, Allah'ı unutup şirk yollarına gitmek istiyorlar. Böyle nankörlükler yapılacağını bildiği için Allah Teâla da: "Rabbın, neler yapacağınızdan da gafil değil." وَمَا رَبُّكَ بِغَافِلِ عَمَّا تَعْمَلُونَ )"Ve her biri için amellerinden dereceler vardır Rabbın ne işlediklerinden gafil değil." Enâm-6/132) buyuruyor.
Sayfa 189 - Cild 6 27/93 tefsiriKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.