Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hak Dini Kur'an Dili - 2. Cilt

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Hak Dini Kur'an Dili - 2. Cilt Hakkında

Hak Dini Kur'an Dili - 2. Cilt konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
10/10
1 Kişi
5
Okunma
1
Beğeni
406
Görüntülenme

Hakkında

Son devrin din âlimlerinden Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır (ö. 1942), gerek telif gerek tercüme olarak eserler üretmiş çok yönlü bir âlimdir. En meşhur eseri ise hiç şüphesiz -Cumhuriyetin ilk yıllarında kaleme alınan- Hak Dini Kur’an Dili adlı tefsiridir. Türkçe tefsir literatürü açısından önem arz eden bu eser resmî taleple ve Diyanet İşleri Riyaseti’nin sorumluluğunda on iki yılda (1926-1938) tamamlanmıştır. Müellif, âyetleri tefsir ederken hem naklî hem de aklî bilgilerden faydalanmış, itikâdî, amelî, bilimsel ve felsefî meseleleri, yeri geldikçe çağdaş felsefî birikimden de istifadeyle ele alarak izah etmiş, eserin genelinde temas ettiği bütün bilgi alanlarının arasındaki irtibatı kurmaya da ayrıca özen göstermiştir. Eseri ayrıcalıklı kılan en önemli hususiyet budur. Hak Dini Kur’an Dili, Prof. Dr. Asım Cüneyd Köksal ve Doç. Dr. Murat Kaya tarafından eserin ilk baskısı ve üç farklı yazma nüshası esas alınarak yayına hazırlanmıştır.
Editör:
Murat Kaya
Murat Kaya
Tahmini Okuma Süresi: 29 sa. 1 dk.Sayfa Sayısı: 1024Basım Tarihi: 2021Yayınevi: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları
ISBN: 9789751750266Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Ciltli
Reklam

Yazar Hakkında

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır
Elmalılı Muhammed Hamdi YazırYazar · 31 kitap
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, (d. 1878, Antalya - ö. 27 Mayıs 1942, İstanbul), Türkçe Kur'an tefsirlerinden birini telif etmiş din adamı, tercüman ve hattat. 1878'de Antalya'nın Elmalı kazasında doğdu. Ailesi aslen Burdurlu olup, babası Hoca Numan Efendi'dir. Numan Efendi daha küçük yaşlardayken Burdur'un Gölhisar kazasının (Yazır Türkmenlerince kurulmuş) Yazır Köyü'nden ayrılarak Elmalı'ya gelmiş, tahsilini orada tamamlamış, Şeriye Mahkemesi başkâtibi olmuştur. Annesi Elmalı alimlerinden Esad Efendi'nin kızı Fatma Hanım'dır. Türkçenin yanında Arapça ve Farsça ile şiir yazacak kadar üst seviyede bir bilgiye sahipti. Ancak yazılarında sade bir Türkçe kullanmıştır. Bunların yanı sıra Fransızca da bilmektedir. "El-metalip ve'l-mezahip" adında Fransızcadan tercüme ettiği bir felsefe tarihi kitabı vardır. Muhammed Hamdi Yazır, ilk ve ortaokul tahsilini Elmalı'da Rüşdiye Mektebi'nde gördü. Hafızlığını da tamamladıktan sonra, Arapça okudu ve İslami ilimleri öğrenmek için, dayısı Hoca Mustafa Sarılar Efendi ile birlikte 1895'de İstanbul'a geldi. Kayserili Mahmud Hamdi Efendi'nin Beyazıt Camii'ndeki derslerine devam etti. Oflu Mahmut Kamil Efendi'den fıkıh dersleri aldı. Devrin ileri gelen değerli hocalarından ders görerek icâzet aldı. Mekteb-i Nuvvab'a girdi ve buradan birincilikle mezun olarak kadılık icazeti aldı. 1905'ten itibaren Beyazıt Camii'nde talebelere ders vermeye başladı ve bu hizmeti 1908 yılına kadar devam etti. Bu arada Şeyhülislamlık'ta Mektubi Kalemi'ne dahil edildi. Bir yandan da Nuvvab'da ve Mülkiye Mektebi'nde ahkam-ı evkaf, Medrese-t-ül Vaizin'de fıkıh, Süleymaniye Medresesi'nde mantık derslerini okutmayı sürdürdü. 1908 yılında dersiâm oldu. Devrin ünlü hattatları Sami Efendi ve Bakkal Arif Efendi'den hat dersleri aldı. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kur'an-ı Kerim'i ilk kez Türkçe tefsir etmesi için vazifelendirdiği Mehmet Akif Ersoy'dan sonraki ikinci kişidir. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Meclis-i Mebusan'a Antalya mebusu olarak girdi. Şeyhülislam fetvayı vermediği için, 1. Fetva Emini olarak II. Abdülhamit'in tahttan alınması için gereken fetvayı İttihad Terakkicilerin isteği doğrultusunda yazdı. Daha sonra da karşı cephede olan Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nda faaliyetlerini sürdürdü. Daha sonra sırasıyla, Dar-ül Hikmet-ül İslamiye azalığına (Ağustos 1918), Nisan 1919'da bu kurumun başkanlığına tayin edildi. Damat Ferit Paşa'nın kabinelerinde Evkaf (Vakıflar) Nazırı olarak vazife yaptı. Eylül 1919'da Ayan Meclisi üyeliğine getirildi. İttihat ve Terakki'nin ilim şubesinde vazife yaptı. 1909 yılında Mülkiye Mektebi'nde Ahkâm-ı Evkâf ve Arâzi dersleri okutmuş ve yine aynı yıllarda Mekteb-i Kuzâtta "Fıkıh" dersleri vermiştir. Daha sonra Darü'l-Hikmeti'l-İslâmiye (Şeyhü'l-İslâmlığa bağlı Yüksek Müşavere Heyeti) üyeliğine ve bir müddet sonra da başkanlığına tayin edilmiştir. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Evkaf Nazırlığı'nda bulunmuş ve bu sırada Ayan Meclisi üyesi olmuştur. Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması (Felsefe) ile de ilgilenen Elmalılı Hamdi Yazır, batılı yazarların eserlerini de tercüme etmiştir. Bu eserlerde ileri sürülen konulara eleştirel yaklaşım sergileyen Elmalılı Hamdi Efendi, felsefe ve din arasında cereyan eden tartışmalara çözüm bulmaya çalışmıştır. Filozofların gerçeği kavrayamadıklarını belirtmiş, akıl ile iman bütünleştiği zaman gerçeğin kavranıp doğrulanabileceği fikrini savunmuştur. Cumhuriyetin ilanı esnasında Medrese-t-ül Mütehassisin'de mantık dersleri okutuyordu. Damat Ferit Paşa kabinelerindeki görevi dolayısıyla, bu kabinelerin Milli Mücadele aleyhine verdiği kararlarda sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle gıyabında idama mahkum edildiyse de, aynı zamanda yeğeni Emin Paksüt'ün kayınpederi olan Kel Ali'nin başkanlık ettiği Ankara İstiklal Mahkemesi'nde yapılan muhakemesinden sonra suçsuzluğu tespit edilerek beraat etti. Elmalılı Hafız Muhammed Hamdi Yazır, Uzun zaman devam eden kalp yetmezliği rahatsızlığından ötürü Erenköy'de 27 Mayıs 1942'de vefat etti. Kabri Sahrayı Cedit Mezarlığı'ndadır. Beyânül-Hak ve Sebilürreşad dergilerinde Küçük Hamdi veya Elmalılı Küçük Hamdi mahlası ile makalelerini yayınlanmıştır. Tefsirinde ise Elmalılı Hamdi Yazır imzasıyla eserini yayınlamıştır.