"Haklı olanın ben olduğuma dair o tehlikeli sezgisel duyguya ya da inanışa güvenmemeyi kendime öğretmeliyim. Bu duygu ne kadar güçlü olursa olsun ona güvenmemeliyim. Dahası ne kadar güçlüyse ben de ona bir o kadar güvenmemeliyim, çünkü kendimi kandırma ve hoşgörüsüz bir fanatiğe dönüşebilme tehlikesi de o kadar büyüktür."
Sansürcü, içine sinmeyerek de olsa, hatta rastgele bir şekilde de olsa, istenmez olanla (yani siyasi açıdan istenmez olanla) (ahlak bakımından) itici olanı, bu ikisini “istenmez olanın” şemsiyesi altında birleştirir.