Geleceği İnşa Ufkunda Konuşmalar

Hakikat Arayışı

Taha Abdurrahman

En Eski Hakikat Arayışı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Hakikat Arayışı sözleri ve alıntılarını, en eski Hakikat Arayışı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Söz gelimi modernite adına geleneğe başvurmayı terk etmeye ve Batı'nın ortaya koyduğu modern bilgiye tutunmaya çağıran bir kimsenin bu çağrısı, hiç şüphesiz ki kendi öz geleneği yerine yabancı bir gelenekle ilgilenmeye davet eden bir çağrıdan ibarettir. Zira modern bilginin temeli, bilindiği üzere, Batı geleneği üzerine kuruludur, onun niteliklerini ve etkilerini mütemadiyen taşır. İstedikleri kadar onlara nesnellik, bilimsellik ve rasyonellik gibi vasıfları atfetsinler. Çünkü bizzat bu kıstaslar söz konusu yabancı geleneğin ürettiği değerlerden ibarettir. Bu yüzden en fazla Batılı gelenek kadar kapsamlılık ve evrensellik arz edebilirler.
Bazı kimseler, yazmanın müellifi, halka hitap etmek ve onun dertlerini paylaşmak durumunda bıraktığını düşünebilir. Fakat bana göre bu kanaat doğru değildir. Yazar, söylemi kalabalıklar tarafından anlaşılmasa da halkın kaygılarına ortak olabilir. Bu kaygıları, yalnızca seçkin kesiminin anlayabileceği bir incelikte ele alabilir ve bu durum söz
Reklam
Ümmetin büyük isimlerini, ümmet hafızasını ihya etmek ve himmetini yüce kılmak için çeşitli anma ve kutlamalara konu etmek, hiç şüphesiz ki, övünülecek ve rağbet edilecek bir durumdur. Fakat bunda ölçünün kaçırılması ve anılan kimsenin önceki efsaneler kabilinden bir efsaneye, hayal kuranların oluşturdukları harikalar kabilinden bir harikaya dönüştürülecek kadar abartıya gidilmesinin zararı faydasından çok olur. Çünkü efsaneleştirme ve harikalaştırma eğilimi, hafızayı ihya etmez, bilakis saptırır. Himmeti yükseltmez, aksine söndürür.
Sayfa 127Kitabı okudu
Taklitten nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmediğimden ve ümmetin hayatında ondan daha zararlı bir yol görmediğimden İbn Rüşd ve İbn Rüşdçülükten sarfınazar ettim. Zira hak olandaki taklit bile bana zül gelir. Peki ya yapılan taklit, hükümsüzlüğü açık bir şeyde ise ne demeli? Bir kimsenin kalkıp kendisiyle başkası arasındaki bütün tarihi ve edimsel farkları paranteze almasından ve o başkası ne düşünmüşse sırrına ve künhüne varmadan aynı şeyi düşünmesinden daha açık bir hata var mıdır? Bu yüzden İbn Rüşdçülüğe rağbet etmeme yönündeki kanaatimin doğruluğu hususunda hayli eminim. Çünkü kesinlikle inanmaktayım ki, İslam ümmetinin dirilişi İbn Rüşd düşüncesi yoluyla olmayacaktır. Velev ki İbn Rüşdçüler tüm nefer ve teçhizatlarını İbn Rüşdcülüğü zihinlere yerleştirmek için gerek ödül gerek ceza yöntemleriyle seferber etsinler. İbn Rüşdçülüğün bu ümmetin geleceğini şekillendirmesi ancak ümmetin kendi kimliğinden uzaklaşması, başka bir kimliği benimsemesi ve bu yeni kimlik içinde karın deniz içinde erimesi gibi erimesiyle mümkün olur. İbn Rüşdçülerin gerek Arap gerek Müslüman olsun kendisi kalan bu ümmetin dirilişini söz konusu taklitle gerçekleştirmeleri ancak bir devenin iğne deliğinden geçmesi kadar muhtemeldir.
Sayfa 131Kitabı okudu
Birincisi, söz sanatında aslolan -çoğunluğun sandığı gibinesir değil, şiirdir. Bana göre ilk insan nesirle değil, şiirle konuşmuştur. Bu şöyle izah edilebilir: İlk söz ancak mecazi olabilir. Hakiki olamaz. Çünkü hakikat akli bir inşadır. Buna mukabil mecaz fıtri bir veridir. Fıtri veri ise rasyonel kurgunun öncesinde yer alır. Mecazın da en iyi formu şiirde tezahür eder. Hiç şüphesiz ilk insan mecazı daha ilk kullanımından itibaren en beliğ şekilde kullanmıştır. Bu da demektir ki söz aslında şiir demektir. Bundan dolayı nesir de aklın, asli mecazdan bir yere kadar soyutladığı bir tür şiirdir.
Sayfa 151Kitabı okudu
İkincisi, varlığın dili şiirseldir. Nesren değildir. Zira içimizdeki hâller ve dışımızdaki şeyler cansız cemadattan müteşekkil değildir. Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş de değildir. Bilakis onlar canlı ve natıktır. Aşikârdır ki, onların hayatı ve konuşması kendilerinden çıkan söylenmiş ibareler şeklinde değildir. 'Ta ki duygularımız onları idrak edebilsin. Şiirin hakikati, onun işarete taalluk eden açık bir bilgi ve bilinçten kaynaklanmasıdır. Öyle ki şirin taşıdığı işaretler, benliğimizdeki hâllerin ve ufkumuzdaki şeylerin işaretlerinin aynısıdır. Öyleyse şiir olan söz, ister hâller ister şeylerden teşekkül etsin, varoluşu bütün taraflarıyla barındırır.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.