İnsan yalnız şunu hayatına düstur edinse bambaşka olurdu her şey:
"Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma, onlara tezellül edip minnet çekme, onlara temelluk edip boyun eğme, onların arkasına düşüp zahmet çekme, onlardan korkup titreme."
Hakikat Nurları - 31
Çünkü:
Madem o var, herşey var.
Hakikat Nurları - 37
Hayatımızı ister planlayarak ister spontane yaşayalım, sürekli bir şeyler oluyor. Benden senden ondan kaynaklı bir şeyler. Şaşırtıcı, korkutucu, karar vermeyi gerektiren olaylar silsilesi... İşte o zaman:
Dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi "Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler" de, pencerelerden seyret, içlerine girme.
Hakikat Nurları - 33
Çünkü dünya öyle bir yer değil. önemsenecek, ah vah edilecek bir yer asla değil. Hangi bir olaya hangi bir güne tutunacağız? Sürekli değişen bir dünyaya uyum sağlamak kolay mı? Bu dünyadan sadece geçeceğiz. Tabii ekip biçeceğiz ama sadece geçit burası. Yani:
Bu dünya dârü'l-hizmettir. Külfet ve meşakkatle ücret ölçülür. Dârü'l-mükâfat değil.
Hakikat Nurları - 151
Ve yapamıyorum, kendimi veremiyorum, iyice ibadet edemiyorum demek de doğru değil çünkü:
"Bazan bir saat tefekkür, bir sene ibadetten daha hayırlı olur."
Hakikat Nurları - 155
Ve demek lazım:
Elhamdülillah dedim; benim en küçük, ehemmiyetsiz, hafî arzu-yu kalbimi bilen birisi, elbette bana merhamet ediyor, beni himaye ediyor; öyle ise dünyanın minnetini beş paraya almam.
Hakikat Nurları - 140
Son olarak biz ne yaparsak yapalım ne yaşarsak yaşayalım:
Kader söylese; iktidar-ı beşer konuşmaz, ihtiyar-ı cüz'î susar.
Hakikat Nurları - 98