Gerçek devrim ideallerinizi bir kenara koyabildiğiniz zaman başlar—ve bu ne kadar da zordur! İdeallerle yetiştirildiniz. Bütün kitaplar, azizler, profesörler, bilgili insanlar, herkes ideallerinizin olması gerektiğini söylediler ve bu düşünce alışkanlığa dönüştü. Bu düşünce tam anlamıyla bir alışkanlık. O kadar çok hoş ideallere tutunuyorsunuz ki, biri gelip de size bu ideallerin çok saçma olduğunu, hiçbir gerçekliklerinin olmadığını söylediğinde, zihnin söylenenin gerçekten doğru olduğunu görmesi hakikati bilmesidir.
Hakikat tepelerin, dağların ötesinde, uzakta bir şey değildir. Basit şeylerde hakiki olanın algılanmasıdır; eğer şu an söylediğimiz şeylerin hakikatini görürseniz, ideallerin alışkanlığından kurtulursunuz.
Kabul etmeden, yadsımadan ya da eleştirmeden önce konuşmacının söyleyeceklerini anlamalısınız. Öncelikle onun ne demek istediğini, niyetinin ne olduğunu bulmalısınız. Konuşmacı abartabilir, vurguyu yanlış yapabilir, ama bütün bunları dinleyerek içeri almalısınız. O zaman siz ve ben doğru bir ilişki kurabiliriz.
Söyleyeceklerimin kabul edileni, geleneği, her şeyi alt üst edeceğini düşünüyorum. Söylenenlerin gerçekten ne olduğunu bulmadan önce lütfen savunma duvarları örmeye girişmeyin.