Hakikatin Anlamı kitaplarını, Hakikatin Anlamı sözleri ve alıntılarını, Hakikatin Anlamı yazarlarını, Hakikatin Anlamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Deneyim bize sürekli özümseyecek yeni malzemeler sunan bir süreçtir. Biz bu süreci zaten sahip olduğumuzu fark edip farklı derecelerde özümsediğimiz, bir kenara attığımız ya da yeniden düzenlediğimiz bir yığın inançla entelektüel açıdan idare ederiz.
Tüm evren kendini geçerli kılıyor ama yine de hâlâ eksik görünüyorken (yoksa neden sonu gelmez değişim olsun ki?), neden her şey bir tarafa bilme bundan muaf kalsın? Neden diğer her şey gibi bilme de kendisini muteber kılmaya çalışmasın? Bilmenin bazı parçalarının tartışma götürmez şekilde zaten muteber ya da doğrulanmış olabileceği, elbette, ampirik filozofun, diğer herkes gibi, her zaman umut edebileceği bir şeydir.
Teoriye bir sürü "ip" verip sonunda kendisini asıp asmayacağına bakmak; kendi kendiyle çelişme gibi soyut suçlamalarla en başta boğmaktan daha iyi bir taktiktir.
Bay Peirce bir kavramın ciddi anlamının, varlığının birisi için yaratacağı somut farklılıkta saklı olduğunu söylüyor. Tüm tartışmalı anlayışları bu "pragmatik" testten geçirmeye çalışın, boşu boşuna didişmekten kurtulacaksınız: İki ifadeden hangisinin doğru olduğu pratikte bir fark yaratmıyorsa, o zaman bunlar aynı ifadenin iki farklı biçimde dile getirilmiş halidir; belli bir ifadenin doğru mu yanlış mı olduğu pratikte bir fark yaratmıyorsa, o zaman bu ifadenin gerçek bir anlamı yoktur.
Diğer tüm algılardan kopuk, 'zihin adını verdiğimiz yağının dışında bırakılmış', her türlü ilişkiden mahrum olan, hiçbir niteliği bulunmayan bir algı, tek kelimeyle, bir hiçtir.
Şu geniş insan topluluğunun itirazlarından kurtulmak adına, hissin diledikleri kadar kısa ömürlü olmasına izin verirsek; bu evrenin ömrü bir saniyenin sonsuz derece küçük bir parçası kadar olacaktır.