Hakkari Dedikleri, Anadolu'nun en uç köşesini çarpıcı gerçekleriyle bize tanıtan; doğasını, insanını gerçekçi bir sanat anlayışıyla yazınımıza kazandıran ilginç bir yapıttır. Kendini halkına, toprağına adamış inançlı, coşkulu bir eğitimcinin sesi, soluğu duyulur her satırında. İnsan sevgisiyle dolu bir yürek, en kötü koşullarda umarsız bırakılmış insanlara birşeyler ulaştırabilmek için çırpınır. Ve bu yolda can verir sonunda... Hakkari Dedikleri adlı yapıtta toplanan yazılarında bugün de pek fazla değişmemiş sorunları gerçekleri acılığı, gülünçlüğüyle sergiler Selahattin, yalın ve ustaca bir anlatımla. Yazara göre devlet tüm olanaklarını bir yıl o yöreye çevirse çözümleyemeyeceği boyuttadır sorunlar. İnsanlar yüzyılların savsaklamasıyla zor doğa koşulları içinde eğitimsiz, bilgisiz, umarsız bırakılmıştır. Gerçekler bilinmediği için eğitim, sağlık hizmetleri yüzeyde kalmakta, yaralar kanayıp durmaktadır. Fırat'ın doğusu karanlıktır. "Güneşin doğudan doğduğuna bakmayın siz, ışığı batıdadır onun. Doğu karanlıklara gömülü..." Hakkari Dedikleri, bu gerçeğin değişmesi gereğini duyuran, bunun için çalışan, bu uğurda can veren bir yazarın yarattığı sanat ürünüdür.
(Arka Kapak)
