Halibya Güneşin Maden Ocağı

Mehmet Ali Demir
Kadıköy Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı'nın şüpheli ölüm diye açtığı dosya bir ay sonra cinayet dosyasına dönüşmüştü.Parçalanmış ceset,onaltı yıl önce ucu Ankara’ya kadar uzanan büyük bir akaryakıt kaçakçılığı operasyonundaki itirafçıyaaitti.Telaşın asıl nedeni ise operasyonda ismi geçen eski bürokratlardan Naki Ülneoğlu’nun da iki hafta önce Urfa’da çiftliğinin girişinde suikasta kurban gitmesiydi.Ancak bu şeytan üçgenin de bile kuyruğunu hep dik tutmayı başarabilen adamın canını alan gücün, daha da kudretli olduğunun zihinlere ayanolması herkesi tedirgin ediyordu. Bir eli karanlıkta olan beyaz yakalı beyler kiminle savaşmak zorunda olduğunu bilmek istiyordu.Bir cinayet dosyasının sınırları ne kadar genişletilebilirdi ki. Oysa Halibya’nın sırrı insanoğluna evrenin sınırlarını vaat ediyordu.. ‘’...Avlu kapısının rüzgârdan beslenen tıkırtısı,yağlı beton zeminde gizlice süzülüp Servet'i biren gerek gibi sokmuştu. Şaşkınlık,saldırıda gardı düşüren zehirdi... Ölüm ilk defa bu kadar yanı başındaydı. Korkuyordu. Nefes almakta zorlanıyordu.Hava soğuk ve kasvetliydi.Yıldızlar görünmüyordu. Düşünceleri oradan oraya savruluyordu.Bir gayret daha kapatıp açabildi gözlerini.Acı versede nefesini daha derin almaya çabalıyordu. Ölümün bir anlık olduğunu düşünürdü hep. Oysao anne kadarda uzamıştı.Silüet halinde gördüğü adam, merdiven sahanlığına çıktı.Parlak ışığın gerisinde bir karartıdan ibaretti.Silueti canlandıran bir ışık yansıması oldu o an.Efsane çeliğin namluda ki parlamasıydı bu.’’
Author:
Mehmet Ali Demir
Mehmet Ali Demir
Estimated Reading Time: 10 hrs. 21 min.Page Number: 365Publication Date: July 2020Publisher: Lora
ISBN: 9786058006607Country: TürkiyeLanguage: Türkçe

Comments and Reviews

See All
365 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Merhaba canlar... Bu gün, Gazeteci
Mehmetali Şahin
Mehmetali Şahin
kaleminden @lorayayincilik dan çıkan  #halibyagüneşinmadenocağı kitabıyla birlikte geldim. Polis Muhabiri olan yazarımız asayiş suçlarının peşinde ilerlerken edindiği tecrübelerini kitabında konuşturmuş. Bu tecrübeler tarihle bir araya gelince nefis olmuş haliyle. Akıcı üslubunu, olay örgüsünün ilerleyişini, aklımda soru işaretleri bırakmasını, sonrasında açık kapı bırakmayacak şekilde bu soruları cevaplamasını ilgiyle okudum. Birbirinden farklı görünen, en azından öyle işlenen konular ustaca birbirine bağlanmış. Bir tarafta yapılan kaçakçılık, diğer tarafta şüpheli görülen bir ölüm... İkisinin arasında parçalanmış ceset, suikast, istihbarat, eski bürokrat, eski asker, Alman hafiyeler, İstanbul'un göbeğinde dökümhaneye dönüştürülmüş bir gecekondu, sahte evraklar ve kimlikler var. Uçları Truva savaşından Abdülhamit dönemine, efsanelerden demircilik ustalarının  yaptığı çeliğiyle özel olan silahlara, miras mühürlerini bedenlerinde taşıyan mirasçılara kadar uzanıyor... Bir polisiye sever olarak takip ve soruşturma kısımlarını tabi ki sevdim. Yanı sıra körlemesine geçilen mayın tarlasını oluşturan sahneler, dökümhanede ve bakım evinde geçen anlatımlar ayrıca ilgimi çekti. Ne demek istediğimi okuyanlar anlayacaktır. Yazmak istediğim hatta özellikle zikretmek istediğim bir isim var ama okuyacak olanlara bir soru işareti daha bırakmamak için yazmıyorum. Bence o bey amca okuyacak olsaydı anlardı ne demek istediğimi. Tür olarak seviyorsanız okumalısınız diyor ve müsadenizi istiyorum. Keyifli okumalarınız daim olsun... Kitapla kalın...
Halibya Güneşin Maden Ocağı
Halibya Güneşin Maden OcağıMehmet Ali Demir · Lora · 20201 okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.