Halley Kimi Kurtarır

Salâh Birsel

Halley Kimi Kurtarır Quotes

You can find Halley Kimi Kurtarır quotes, Halley Kimi Kurtarır book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Geçtim diyarı yardan ol dare baktım ağladım, Solmuş, sararmış gülleri gülzare baktım ağladım.
Anıları günlüklerden ayırmak da gerekir. Günlük, günü günene saptanan olaylar, düşünceler, duygularla oluşur. Anı ise üstünden uzun yıllar geçmiş olayları dile getirir.
Reklam
Yığınlar arasında kültür rüzgarları estirilmeden hiçbir ulus uygarlık denizinde gemi yüzdüremez.
Yazarlık sanatı Latin yelkeni de sanılmamalıdır. onun üstünde şıpşıp terliklerle bile dolaşılmaz. Kadifeyi biçeceksiniz ama o, neyin nesi? Velventin kadifesi mi, yoksa çizgili Cenova kadife, lüleli kafife mi? Çubuklu mu, desenli mi, düz mü, yoksa cehennrm kütüğü mü? Topunu geleneğiyle bileceksiniz ki ona göre makas şıkırdatacaksınız. Diyeceğim, konular Karşısında çok uyanık ve çok soyunuk olmak, bir yazı ne zaman yazdır, ne zaman değildir, onu gözden uzak tutmamak gerekir. Dünyanın lamalifini oynatmış bir yazar, Rabelais, şöyle demiştir. Paris çansız olamaz vesselam.
Ey aklım, yerinden çık, bir daha da geri dönme.
Sayfa 78 - Yazko YayınlarıKitabı okudu
Anıları günlüklerden ayırmak da gerekir. Günlük, günü gününe saptanan olaylar, düşünceler, duygularla oluşur. Anı ise üstünden uzun yıllar geçmiş olaylan dile getirir. Onun için gerçeğe uygunluk bakımından günlüklerin daha inandırıcı olmak şansı vardır. Hele geçmişte yapılan konuşmaları aktaran anıcıların, uzun yıllar sonra bunları virgülüne, noktasına dek anlatmaları anıların gerçekliğine iyiden iyiye gölge düşürür. Kimi yazarlar bu yüzden bu konuşmaların simgesel olduğunu anılarının önsözlerinde açıklamak zorunluğunu duymuşlardır. Nedir, kimi yazarların kafalarında iyice yer etmiş konuşmalar da vardır. Bunların hemen kuşkuyla karşılanmaması da gerekir Ama bunlar da, daha çok küçük tümceler, küçük karşılıklardır. Anıların çocukluk ve gençlik yıllarına değinen parçalarına daha az inanmak da doğru olur. Çünkü anıcılar bunları o çağlardaki mantıklarıyla değil, anılarını yazdıkları yıldaki olgun kafalarıyla yazarlar- Şu da var ki anıcılar gerçeğe bağlı kalabilmek için kimi mektuplardan, kimi belgelerden, kimi dergi ve gazetelerden, kimi görgü tanıklarından ve kimi günlüklerden de yararlanabilirler
Reklam
Uzun lafın kısası, istense de, istenmese de toplumda birtakım kıpırdanmalar, değişmeler olacaktır. Bunlar karşısında başını kumun içine sokmak, günün değerlerine arka dönmek, iyi şiire kötü, kötü şiire iyi demek insanı nereye ulaştırır?
Burada, belki bir ayırım yapmak doğru olacaktır. Yazarlar anılarını anlatırken kendileriyle ilgili gerçekleri örtmeye önem verirler ama, başkalarıyla ilgili gerçekleri kolayca açığa vururlar. Bunun için anılara başkalarının kusurlarını, küçüklüklerini, patavatsızlıklarını ve haksızlıklarını anlatan kitap gözüyle bakılsa yeridir. Şunu da unutmamak gerekir ki anıcılar ancak akıllarında kalanı yazarlar. Onlardan, akıl- larında kalmayan şeyleri beklemek yersizdir.
Bugün bile, yalnız tezhip ve hat bakımından değil, bilimsel içeriği bakımından da binlerce lira edenleri eksik değildir. Avrupa bu değerli kitapları bizden o kadar ucuza çekmiştir ki insan şaşkınlıktan şaşkınlığa düşer- Sözgelimi, Dede Korkut yazması 126 kuruşa, Beyazıt’ta usta , geçinen bir kitapçıdan alınarak Viyana kitaplığına konmuş ve sonradan, bize gerekince Hükümet ancak 10 bin lira masrafla kopya ettirebilmiştir.
«Necm-i dünbaledar gördüm» deyecektir. Sizin anlayacağınız, o yıllarda kuyrukluyıldızların adı böyledir. Bir 50 yıl daha geriye gidecek olursak bu kez onun «ahter-i dünbaledar» diye anıldığını da görürüz.
150 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.