HAMTAŞIN EVRİMİ’nin Masonik Sırrı: Masonluk sır içinde sırdır. Sembol ve alegorilerle örtülü Hakikat Sırrı… Bu sır, Hz. Mevlâna’nın: Gece Üstadıma sordum, kaç kez / Bana bu cihanın sırrını söyle, tez; / Üstadım cevap verdi gülerek: Bu sır ancak bilinir; söylenemez! buyurduğu gibi; bilinir, ama söylenemez. Çünkü, sırra erişebilmek için Nur almış olmak gerekir. Nur almadan Masonluk anlaşılamaz. Belki sadece zâhiri bilinir. Bâtınî anlamına nüfuz edilemez. Bâtınsız zâhir noksan; bâtın için zâhire riayet mecburidir. Bu Masonik Sır’rın ekzoterik ve ezoterik kuralıdır. Çünkü; Okyanusun sırrı su damlasında gizli olduğu halde; Kıyı da deryadandır; ama, umman değildir. Ama, tabiî ki; Damlada deryanın, zerrede evrenin saklı olduğunu Gönül Gözü görebilene ve Can Kulağı duyabilene… Masonluk, başka bir sırla açıklanabilen, sır içinde sırdır. Sır Hakikat’tir. Hak’tır. Hakk’ın Hakkı’dır. Gerçeklerin Hakikati’dir. Hakikat, birdir; tektir; yegânedir. Hakikat, zâhirin bâtınındadır; bâtının da bâtını olan Gönül’dedir. Zâhirden Gönül’deki Hakikat’e inebilmek marifettir. Marifet için Masonluğu temsil, temessül, müktesebat şarttır. Aslında Mason da herkes gibi zâhire muhataptır. Gönül gözünün Nuruziya ile açılmasıyla zâhirden bâtına geçer. Gerçekler yolunda Hakikat arayışına koyulur… İşte! Bu arayışa Masonca HAMTAŞIN EVRİMİ denir.

Yazar: