Harabe Kapı ve Köprü Kulp

Georg Simmel

Harabe Kapı ve Köprü Kulp Gönderileri

Harabe Kapı ve Köprü Kulp kitaplarını, Harabe Kapı ve Köprü Kulp sözleri ve alıntılarını, Harabe Kapı ve Köprü Kulp yazarlarını, Harabe Kapı ve Köprü Kulp yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın dünyayı anlama ve kurmasındaki en dikkat çeken yan, tek bir öğenin organik bir bütünün kendine yeterliliğini, bu bütünün hiçbir parçası dışarıda kalmamış gibi, deneyimleyebilmesi, ama bunun aynı zamanda bambaşka bir yaşamın söz konusu bütüne doğru akmasını sağlayan kanal da olabilmesidir; başka deyişle, bir tanesinin bütünlüğünün ötekisinin bütünlüğünü, ne biri ne de öteki paramparça olmadan kavramasını sağlayan tutamak olmasıdır.
Sayfa 92
Artık her şey kendiliğimiz- merkezli varlığımızın bütünlüğümüzün tahrip edilmemesine izin vermememize bağlıdır. Bu varlıkla ilintili her beceri, eylem ya da yükümlülüğün varlığın birliği yasasına uyması gerekir. Öte yandan, biz, bizi kendi teleolojisinin geçiş noktaları haline getiren ideal dış dünyaya da aitizdir. Bu ikilik belki de insanların ve şeylerin yaşamının zenginliğini dile getiriyor; her halükarda bu bolluk insanların ve şeylerin birbirlerine ait olma yollarının, aynı anda hem birbirlerinin içinde hem de dışında olma yollarının çeşitliliğini dile getirir; bir yöndeki her dahil olma ve kaynaşma başka yöndeki bir dahil olma ve kaynaşmanın karşıtı olduğu için aynı zamanda bir çözünme de olduğunun dile getirilmesidir.
Sayfa 91
Reklam
Sanat kuramı şimdiye kadar öğelerinden sadece bir tanesi olarak, dar anlamıyla güzellik ile pek ilgilenmedi. Biçimsel güzellik, bütün yaşam ve fikir talepleriyle birlikte, estetik-üzeri güzellik diyebileceğimiz güzellik tarafından yeni bir sentetik biçime dahil edildi. Muhtemelen bu tür güzellik gerçekten önemli bütün sanat eserlerinin ayırıcı özelliğidir; bu tür güzelliği kabul etmekle her tür estetizmden keskin biçimde ayrıldığımızı da göstermekteyiz.
Sayfa 87
Ruhun dışında olmak ile ruhun içinde olmak arasındaki (beden açısından aynı anda hem önemli hem de anlamsız olan) ayırım, bedenin ötesindeki şeyler için, birliğe sahip olan ve kendini aşan bir yaşam akımı içinde, aletin sunduğu büyük gerekçe tarafından hem korunur hem de çözüme kavuşturulur.
Sayfa 74
Aletler insan elinin ya da genelde organların uzantısı sayılır. Nitekim el ruhun bir aletiyse, alet de ruhun bir elidir. Eli ruhtan bir alet ayırıyorsa, bu durum her ikisinde de, yaşam sürecinin gayet mahrem bir birlik içinde akmasını engellemez; hem ayrı hem de birlikte olan varlıkları yaşamın tahlil edilemeyen sırrıdır. Ne var ki yaşam bedenin en yakın çevresinin ötesine geçer ve “aleti” kendi içinde özümser; daha da iyisi, yabancı bir töz bir alet halini alır, ruh da onu kendi yaşamına, yani kendi dürtülerini yerine getirdiği bölgeye çeker.
Sayfa 73
Gerçek mekandaki bir nesneye dokunabiliriz, ama resimde ancak bakabiliriz; gerçek mekanın her kesimi sonsuz bir yayılımın parçası olarak yaşanır. Gerçek nesne geçmişi bugüne taşıyan ya da geçmişin etrafında dolaşan her şeyle etkileşir, ama bir sanat eseri bütün bağları kopartır ve sadece kendi öğelerini kendine yeterli bir birlik bünyesinde kaynaştırır. Dolayısıyla, sanat eseri kendi yaşamını gerçekliğin ötesine çeker.
Sayfa 63
Reklam