İzin verseniz bile artık size yardım edemezdim. Biz aynı şeyden bahsetmiyoruz. Farklı türde sıkıntılardan bahsediyoruz. Önce gittiğiniz ya da gittiğinizi sandığınız yere varmanız gerek, gerçi bundan daha iyisini yapacağınızı umarım çünkü ne de olsa en kolay yol budur, bir şeye karşı olmak, başka bir şeyi yıkmak ve barıştan, kardeşlikten bahsetmek... Bu tür konuşmaların barış ve kardeşlikle sonuçlandığını görmedim hiç ve bundan daha iyisini yapacağınızı umarım çünkü yapılacak daha iyi ve daha zor şeyler var.
Sevgili Tanrım, beni buradan kurtar, aklımın başımda olabileceği tımarhaneye geri götür. Burada, dışarıda, her şey çok çıplak. İnsanlar bakıyor, konuşuyor, gülümsüyor, kibar davranıyor ve abis ağzını açıyor. Kibarlık insanı dehşete düşürüyor.
İnsanların en iyi çalışmalarını hapiste ya da sürgündeyken yapıyor olmalarını anlamak zor değil; Dostoyevski, Cervantes, Bonhoeffer, Sör Thomas More, Genet gibi insanların. Pascal sanki müebbet hapisteymiş gibi yazdı ve böylece özgür oldu. Hapiste, sürgünde ya da bir akıl hastanesinde insanın izlemeye ve dinlemeye vakti vardır.
Neden yaşamayayım? Sonuç olarak her şey hala kötü de olsa, insan kış güneşinde bir kapı eşiğinde oturup serçelerin yaprakları tekmeleyişini seyredebilir.
Soru şu: İnsanın kötülüğünü nasıl açıklamalı? Biyologlar her nedense aile ağacında kötü yürekli bir maymun aramayı doğal buluyorlar. Bense maymunların bir kabahati olmadığını ve insanda bir şeylerin ters gitmiş olduğunu farz etmeyi daha mantıklı buluyorum.