Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere yüreğime dokunan bir roman ile geldim
Kitabımızın konusu Kurtuluş savaşı yıllarının sonunda başlayan kıtlık ve kıtlığın yanı sıra acı,yoksulluk,sefalet,zulüm,özlem,yaşanan zorluklar.
Murat nehri’nin ayırdığı yukarı dağ köylerinde ve aşağı oba köylerinde bu kıtlık Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar devam etmiştir.
Bu kıtlıkta ağalar,beyler,arkası kuvvetli kişiler ambarını doldurup taşırırken köylü halkı açlıktan kırıldıkça kırılır. Maddi ve manevi yönden halk çöker.
Maddi anlamda güçlü olanın ayakta kalıp,fakir fukara olanın ise ölüme terk edildiği bir hayat.
Bu durumdan kurtulmayı isteyenler,kimi eşkiya olmak için dağa,kimi suikastçi,kimi ise bulaşık suyu içenler bu yoklukta daha fazla kazanmaya çalışırlar.
Köylünün kışı geçirebilmek için ise tek umudu harmança..
Baba’dan oğula geçen bir hak mücadelesi var.Tulum Fehmi’nin oğlu Ecevit köylünün hakkını savunmak için mücadele ediyor.
Harmança köylü’ye verilecek mi?
Ecevit çocuk haliyle,mücadelesini kazanabilecek mi?
Bu arada harmança,harman yerindeki mahsulün altında kalan kesli,kırık,topraklı buğdaydır.
Acı ama gerçek olan bir konuyu bu denli içselleştirerek okuyunca,orada yaşananları yüreğimle ile hissettim diyebilirim.
Yazarımızın kalemi,betimlemeleri ve okuyucuya hissettirdiği duygular öyle güzel ki..Sanki bende kitaptaki karakterler ile yaşadım her şeyi.
Kitap için ne söylesem az gelirmiş gibi geliyor.
Sizlerde ezilen,ezilmeye mahkum edilmiş bu insanların hikayesine okuyarak tanık olun.
Tavsiyemdir