Hastane Kokusu

Fatma Türk

Hastane Kokusu Posts

You can find Hastane Kokusu books, Hastane Kokusu quotes and quotes, Hastane Kokusu authors, Hastane Kokusu reviews and reviews on 1000Kitap.
·
Not rated
Tanıdığım bir yazar arkadaşın ikinci kitabıydı. Akıcı ve sürükleyici birbirinden ayrı onlarca hikaye. Keyifliydi. Özellikle mistik hikaye severlerin tercihi olabilir. Ben beğendim ve gece yarısı olmasına rağmen sıkılmadan okudum. Kaleminize Sağlık Fatma Türk
Hastane Kokusu
Hastane KokusuFatma Türk · Şule Yayınları · 202313 okunma
Murathan Mungan
"Her insan, kendi olması karşılığında topluma bir bedel öder. Az ya da çok, ama mutlaka bir bedel."
Sayfa 164 - Şule Yayınları, Şubat 2023Kitabı okudu
Reklam
Marcus Tullius Cicero
"Kendinle konuşur gibi her şeyi konuşmayı göze alabileceğin bir dostun olmasından daha tatlı ne var?"
Sayfa 145 - Şule Yayınları, Şubat 2023Kitabı okudu
Biyolojik olarak nefes almaksa yaşamak dediğiniz, buyurun, yaşıyorum işte.
Sayfa 99 - Şule Yayınları, Şubat 2023Kitabı okudu
Herkes bunun için yaşamıyor muydu? Karşısındaki insanda kendinden ufak da olsa bir iz bulmak için.
Sayfa 56 - Şule Yayınları, Şubat 2023Kitabı okudu
"İnsan görmeyince unutuyor."
Sayfa 23 - Şule Yayınları, Şubat 2023Kitabı okudu
Reklam
Gerçi hangimiz kusursuz sayılırız ki!
Sayfa 21 - Şule Yayınları, Şubat 2023Kitabı okudu
"Her hastanın elinde bir kürek vardır," demişti. "Her biri senin hikâyenin üzerine bir kürek toprak atar, ta ki sen emekli olup gidene kadar. Ondan sonra işler tersine döner, senin eline de bir kürek verirler ve hikâyeni bulmanı isterler. Başlarsın kazmaya, doktor doktor gezersin, tohum altta kalmıştır oysa; ara ki bulasın. Ha buldum ha bulacağım derken bakmışsın ki toprağın altındasın...
Sayfa 12 - Şule Yayınları, Şubat 2023Kitabı okudu
İbn-i Sina
"Bil ki tabiatta tuhaf şeyler gerçekleşir; etkin yüce güçler ile edilgin düşük güçler, tuhaf şeyleri gerçekleştirmek için bir araya gelirler."
Şule Yayınları, Şubat 2023Kitabı okudu
Oda 406 / Üç Sırlı Anahtar
Hemşire ne bunları konuşmak ne de düşünmek istiyordu. Belki de o yüzden bu kadar çok çalışıyordu. Düşünmemek için yeni yeni uğraşlar çıkarıyordu kendine. Ev işlerinin üstüne dışarıdaki işler biniyor, böylece asıl problemler hep altta kalıyordu. Suyun yüzeyinde batmamaya çalışan biri gibi hissetti kendini o an. Batmıyordu çünkü can yeleği hep üstündeydi. Yüzme öğrenmek yerine can yeleğiyle idare ediyordu. Nitekim başarıyordu da günü kurtarmayı, ömür takviminden bir yaprak daha koparıp atmayı. Derinlere inmek ona hep korkunç gelmişti. Kendi engellerini yaratıyor, tökezleyince de hayata kızıyordu. Eşine söylemek istediği ne varsa başka başka kılıflara sokarak söylüyordu. “Neden benim çay bardağımla meyve suyu içtin?” diyordu mesela. Bu denli basit bir şey bile ona diken gibi batar hâle gelmişti. Bardağına olsun sahip çıkmak istiyordu. Vazgeçtiği onca şeyi düşününce çay bardağı kutsal bir nesneye dönüşüyordu gözünde ve onu kimselere vermek istemiyordu. Küçükken dedesiyle arasında geçen bir konuşma geldi aklına. “Batan kıymığı bulup çıkarmazsan orası iltihaplanır ve canın daha çok yanar,” demişti dedesi. “Evet!” dedi sevinçle. “Hatırladım!” Kocasını o anda kocaman bir kıymığa benzetti. Böyle düşünür düşünmez anahtar yanıp sönmeye başladı.
Sayfa 164 - Şule YayınlarıKitabı okudu
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.