Ben ilk zamanlar, hem Dernek’e devam ediyor, hem de Nejdet
Sançar’ı ziyareti aksatmıyordum. Hatta Nejdet Sançar beni, o sırada yeni kurulan ve Genel Başkanı da Atsız olan
Türkçüler Derneği’nin Ankara Şubesine de üye yapmıştı. Benim haberim yoktu. Dernekteki ağabeylerle arasında bir
mesele olmuş. Türk Ocağı’nda karşılaştık. Bana, Derneğe gidip gitmediğimi sordu. Ben de gittiğimi söyledim. ‘Artık
oraya gitmeyeceksin’ dedi. Ben de, ‘Beni oraya götüren sizsiniz, o yüzden gideceğim’ dedim. ‘Ya oraya gideceksin,
ya bana geleceksin’ dedi. Ben de her ikisini yapacağımı söyleyince ‘o zaman bana gelme’ dedi. Üzüldüm, ama
ÜKD’yi (Üniversiteliler Kültür Derneği) tercih ettim. Ötüken Dergisi’nin müteakip sayısında, Türkçüler
Derneği’nden ihraç edildiğimi okudum.” bkz. 60’lılardan Vatan Kurtarma Hikâyeleri, s. 166-167.