Düştüğüm sokalarda gölgemi istemiyorum artık. Daha doğrusu her kimin gölgesiysem o düştüğüm yeri istemiyorum. Mısır satmak istiyorum bir deniz kenarında. Çocuklar korkmazlarsa benden.
Sait'in dediği gibi bir sınıfın en arka sıralarından birinde gizlice şiirler okuyan öğrenci için mi? İşçiler nerden kitap alsınlar, kavgalarına katıldığımız insanlara ulaşamamak. Gizli Ordu Teşkilatı plastik bombalar atıyordu. Artık her ay bir kutu baklava gönderdiği için Antepli kötü bir şairin şiirlerini Basan Ankaralı yayımcıya kızmak da onarmıyor bu kırgınlığı.
“Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi?”