1977 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1995-1997 yılları arasında çeşitli dergilerde öyküleri yayımlandı.1997- 2009 yılları arasında yazmadı. 2009 yılında yeniden öykülerine geri döndü.
Notos, kitap-lık, Sözcükler, Sarnıç, Dünyanın Öyküsü ve İzafi dergilerinde öyküleri yayımlandı.2012 yılında Karakış Üçlemesi’nin ilki olan Öteki Kışın Kitabı, Alakarga Sanat Yayınları tarafından yayımlandı. Bu kitapla 2013 Yunus Nadi Öykü Ödülü’ne değer görüldü. Üçlemenin ikincisi, Gerçek Adı Süreyya adında bir roman.
Her insanın baka baka kahrolduğu bir resim vardır. Kimi cüzdanında taşır bunu, kimi belleğinde. Biraz mutlu olup hayata alışmaya başladığında insan, birden durur, bile bile çıkarır o resmi yerinden. Yeniden mutsuz olabilmek için.
Gelişigüzel okumamalıyız. Derin anlamlar var. Tavsiye edebileceğim kitaplardan. İnsan betimlemeleri çok iyi. Nasıl bir ruh halinde yazıldı bilmek isterdim. Teşekkürler
Her yeni kitabıyla, zaten bende zirve yapmış kıymetine, bir o kadar daha kıymet katan yazarımız Sevgili Bora Abdo, yine yazmış yazacağını... Aslında “yazmış” demek yetersiz kalıyor; çünkü o nasıl kuvvetli bir kalemdir ki her öyküyü “işliyor; dokuyor; kazıyor” demek istiyorum. “Mandal İzleri” öyküsüyle, iki kardeşin 70 yıl sonraki ilk görüşmelerinde yaşadıklarını ve diyaloglarını, kelimelerin gerçek semantiğinden çok daha fazlasını katarak yüklediği anlamlar ile insanın yüreğine ve boğazına düğüm düğüm “işliyor”. “Nota” öyküsüyle, kendisine güzel söz söyleyenlerin yanında değil de hep hakaret edenlerin arkasından gitmiş ve hayatının geri kalanında da kendisine eziyet edecek insanları çaresizce arayan ünlü ve artık kimsesiz yaşlı bir müzisyenin feryadı ile derman bulmaya geldiği büyücü kadın arasındaki bağı büyük bir ustalıkla “dokuyor”. “Baston” öyküsüyle, bir çocuğun, anneleri bir-babaları ayrı olan ağabeyinin babaannesinin ölümüne şahit olduğu ve sanki o anı biz yaşıyormuşuz gibi anlattığı sahneyi beynimize “kazıyor”. Ve tabii ki bu kadarla da kalmıyor. Diğer öyküleriyle de yüreklere işleyen anlatımı sayesinde, başta da söylediğim gibi, var olan kıymetine kıymet katmayı fazlasıyla ve hakkıyla kazanmaya devam ediyor.
Yine ve yine kendisinin sayesinde, hem edebi bir hazzın verdiği doyumsuz bir yolculuk yaşadım, hem de eşsiz güzellikteki Büyükada’nın yokuşlarında ve iskelelerinde, gri ve soğuk bir havada, hüzünlü ve duygu yüklü bir gezinti yaptım.
Ellerinize sağlık, yüreğinize huzur ve kaleminize sonsuz mürekkep diliyorum Sayın Bora Abdo... Siz hep yazın...
Sevgiyle...
Bizi Çağanoz Diye Biri Öldürdü karanlık atmosferiyle, delilik sınırının ötesindeki diliyle, çoğu zaman muğlak metaforların çevrelediği, Sait Faik Öykü Armağanı sahibi bir kitap.
Öykülerdeki boşlukları ve boşluklardan taşanları kavrayıp yakalayabilmek için okurun işleyen bir bilince sahip olması gerekiyor. Bu sebeple sürükleyici değil, sözcüklerin ve öykü dünyasının zorlayıcı tarafıyla karşılaşacaksınız. Öykülerden sarkan binbir ipten birini yakalayıp onunla öykünün gövdesine tırmanmayı sevenler için...