Gidesi geliyor bazen insanın. Alıp da kalemini,
kâğıdını daha da uzaklara; kâğıdın kalemden,
kalemin tutan elden incinmediği; su sesiyle
bezenmiş, renk renk çiçek açmış yerlere gitmek
istiyor.
Her şeyin bir zamanı olduğunu, zamanı geldiğinde hepsinin sırayla yaşanacağını anlatır bize mevsimler. Kimi zaman yazın kar yağar, kimi zaman da kışın güneş çıkar. Ama ne kışın çıkan güneş kış mevsimini inkâr ettirir ne de yazın yağan kar yaza küstürür.
Yazarsın... Sırdaşın bir kâğıt ile kalem olur. Sözlerin
mürekkep olur kâğıda akar... Kâğıt gemi olur onun
yanına gider. Okur mu okumaz mı bilinmez ama bir
şairi en iyi kâğıt anlar. Dili yoktur sitem etmez, canı
yoktur üzerini çizsen de ağlamaz, sen gemi yapıp
ıslatsan da sana küsmez. Hep temiz sayfalar
vermeye devam eder... Benim de sırdaşım bu
satırlardır. Benim de aklımdan geçenler kâğıda akar
ama bir gün gemi olur mu, duracak bir liman bulur
mu bilinmez...