Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayat ve Diğer Hastalıklar

Alper Hasanoğlu

Hayat ve Diğer Hastalıklar Gönderileri

Hayat ve Diğer Hastalıklar kitaplarını, Hayat ve Diğer Hastalıklar sözleri ve alıntılarını, Hayat ve Diğer Hastalıklar yazarlarını, Hayat ve Diğer Hastalıklar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tekbaşınalık hapishanesi…
Onlarca insanın ortasında ya da bir ilişki içindeyken bile insan kendini tekbaşına hissedebilir. Ama yine de tekbaşınalıkla başa çıkmanın en iyi ve en kestirme yolu ilişkidir. İstatistiklere göre evli olanlar evli olmayanlara göre kendilerini daha az tekbaşına hissederler. Oysa evliliğin derin bir tekbaşınalık hissine çare olmadığını edebiyattan çok iyi biliyoruz. Madam Bovary bu açıdan da okunabilecek bir romandır örneğin. Üstelik ilişki (evlilik olsun ya da olmasın) kimi zaman bir tuzağa da dönüşebilir. Çünkü bağımlılık haline gelen bir ilişki, kişinin başka ilişkiler ve bağlantılar kurmasına engel olur. Başarı, ün, saygınlık da kişiyi tekbaşınalıktan korumaya yetmez. Tekbaşınalık her yerde hissedilebilir. Başka insanların arasında, işte ve hatta aile içindeyken bile. Bazen öyle yoğunlaşır ki, bedensel olarak bile sarıp sarmalar kişiyi.
Tekbaşınalık hapishanesi…
Yalnız olmak esasen kötü bir şey değildir. Bazıları daha çok, bazıları daha az olmak üzere herkes kendini geri çekmeye, yalnız kalmaya ihtiyaç duyar zaman zaman. Yağmur ormanlarında araştırma yapan bir biyoloğu düşünün ya da bize bu yıl çıkaracağı altı CD'lik Mozart külliyatını hazırlayan Fazıl Sayı, antrenman yapan dağ bisikletçisini, Kafamda Bir Tuhaflık kitabının son düzeltmeleriyle ilgilenen Orhan Pamuk'u. Tekbaşına olmakla yalnız olmak, yakın gözükseler de aynı şey değildirler. Tekbaşına olmak otomatik olarak yalnız olmaktan kaynaklanmaz. Ama yalnız olmak tekbaşına olmanın bir sonucu olabilir ve tekbaşınalığı güçlendirebilir de. Yalnız olmak toplumsal bir fenomenken, tekbaşmalık bireysel bir olgudur.
Reklam
UNUTULAN DEĞER: EROTİZM
İlişki yıllanmaya başladıkça cinsel haz kendiliğinden ortaya çıkmaz, dolayısıyla cinsel hazzı çağırmaya karar vermek gerekir. İlişkinin başlangıcında cinsel istek hep oradadır. Dirseklerimiz birbirine değse, masanın altından bacaklarımız tesadüfen birbirine dokunsa uyarılırız. Bu nedenle de sevişmek için bir karar vermek zorunda kalmayız; haz oradadır ve sevişiriz. Oysa yıllar geçtikçe, binlerce kez seviştikten sonra, günlük hayatın rutini içinde, işe gitmeye çalışırken ve örneğin geç kalmışken, banyoda yan çıplak dişlerini fırçalayan kadın ya da erkeğin bizde cinsel istek uyandırması mümkün değildir. Bu nedenle sevişmeye karar vermek ve cinsel hazzı davet etmeyi öğrenmek gerekir. Bir anlamda her ilişkinin kendi erotik kültürü oluşturulmalıdır.
UNUTULAN DEĞER: EROTİZM
Cinsel ilişki erkekle kadının kendini gerçekleştirdiği çok önemli bir etkileşim alanıdır. Cinsel ilişkide erkek/kadın karşısında durana cinsel kimliğini sunar, nasıl bir erkek/kadın olduğunu, bedensel ve ruhsal tutkusunu ifade eder, kendini karşısındakine nasıl bıraktığını, kendini ötekine nasıl verdiğini gösterir. Birbirlerine ait olma duygusunun en zevkli ifade biçimidir cinsellik.
UNUTULAN DEĞER: EROTİZM
Çiftlerin çoğu yalnızca cinsel kimliklerindeki ortak noktaları vurgulayıp farklılıkları yok sayma eğilimindedir. işbirliğinin en önemli erdemi olan özen ve karşılıklılık, erotizm bağlamında tekdüzeleşmeye yol açacağı için felç edici bir etkiye sahiptir oysa. Minimum ortak cinsel arzu ve isteklerde dostane bir işbirliği gündelik, rutin ve sıkıcı bir cinsel hayatın ortaya çıkmasına yol açar. Aslında çok kötü değildir ama hiçbir zaman gerçekten iyi de olmaz. Alman seks terapisti Ulrich Clement yıllar içinde eşlerin risk almaktan kaçındıkları için hep ayni pozisyonlarda seks yaptıklarını, böylece birbirlerini tatmin etmeyi garantiye aldıklarını bunun da cinsel hayatı rutinleştiren ve sıkıcılaştıran en büyük tehlike olduğunu söyler. Cinsel isteksizlik aslında, ilişkinin diğer kazanımları için göz ardı edilebilecek tali bir sorun değildir. İlişkinin devam ve gelişimi açısından merkezi öneme sahiptir.
UNUTULAN DEĞER: EROTİZM
Cinsel isteksizliği daha iyi anlamak istiyorsak onu kadın ya da erkekteki bir eksiklik olarak değil, eşlerin ilişki ve etkileşimlerinde ortaya çıkmış bir semptom olarak görmeliyiz. Üstelik bu semptom kesinlikle istemeden ve her iki tarafın iyi niyeti nedeniyle ve buna rağmen ortaya çıkar. Her erkek ve kadının kendine özgü bir cinsel kimliği vardır. İnsanlar nasıl görünüş olarak birbirlerinden ayrıysa, cinsel deneyim, eğilim ve yaşantılarında da farklılıklar gösterir. Bu durum birbirlerine âşık olduklarında ve beraber yaşamaya karar verdiklerinde de devam eder. Yani kadın ve erkek öncelikle bağımsız, cinsel bireylerdir, çift olmak çok sonra gelir.
Reklam
Umut bir hayal, anlamsa inşa ettiğin gerçektir.
Sayfa 322 - Pinhan Yayıncılık
Tekbaşınalık Hapishanesi
Sartre, "Cehennem başkalarıdır" dese de insanın gerçek cehennemi tekbaşınalıktır. İnsanlarla çevrili olmak ve kendini onlara ait hissetmemek veya dışlanmış hissetmek derin bir varoluşsal acıya neden olur.
Sayfa 16 - Pinhan Yayıncılık
Tekbaşınalık Hapishanesi
Tekbaşınalık yakınlığa duyulan ihtiyaçla toplumsal gerçeklik arasındaki uyuşmazlıktır. Yakınlık arzulanır ama becerilemez. Ya da mesafe koyan insanlar seçilir hep bilinçdışı bir şekilde.
Sayfa 15 - Pinhan Yayıncılık
Tekbaşınalık Hapishanesi
Tekbaşına olmakla yalnız olmak, yakın gözükseler de aynı şey değildirler. Tekbaşına olmak otomatik olarak yalnız olmaktan kaynaklanmaz. Ama yalnız olmak tekbaşına olmanın bir sonucu olabilir ve tekbaşınalığı güçlendirebilir de. Yalnız olmak toplumsal bir fenomenken, tekbaşınalık bireysel bir olgudur.
Sayfa 15 - Pinhan Yayıncılık
Geri136
550 öğeden 541 ile 550 arasındakiler gösteriliyor.