Hayata Dair Kavramlar Analizi

Şemsettin Dursun

Hayata Dair Kavramlar Analizi Gönderileri

Hayata Dair Kavramlar Analizi kitaplarını, Hayata Dair Kavramlar Analizi sözleri ve alıntılarını, Hayata Dair Kavramlar Analizi yazarlarını, Hayata Dair Kavramlar Analizi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir düşünür, denge ile ilgili olarak şunları söyler: Denge, yaratılışın özüdür, esasıdır. Denge, sünnetullahtır (Yani, Allah’ın evrendeki yasasıdır.) Evren, denge üzerine kurulmuştur. Denge, evrenle uyum içinde olmaktır. Birey-Toplum dengesi Bilim-Din dengesi Dünya-Ahiret dengesi Sevgi-Nefret dengesi Korku-Ümit dengesi Bölgesellik-Evrensellik dengesi hayati derecede önemlidir. Erdemli insan ise; “Aklı yok saymayan bir kalbe, İmanı yok saymayan bir akla, Düşünmeyi yok saymayan bir duyguya, duyguyu yok saymayan bir düşünceye” sahip olan insandır. Böylece geleceğin mutlu ve müreffeh toplumunu inşa edecek olan dengeli erdemli insanda olması gereken temel unsurlar, ortaya konmuş olmaktadır. Kısacası dengeli insan, varlığını oluşturan tüm maddi-manevi bileşenler arasında gerekli koordinasyonu sağlayan, çevresine her yönüyle örnek olan rol-model insandır.
İki şey aktif ve aktüel olmayınca yok sayılır: Akıl ve vicdan Akılsız ve vicdansızlar, akıl ve vicdan yoksunu oldukları için değil, akıl ve vicdanı atıl bıraktıkları için akılsız ve vicdansızdırlar.” Akıl ve vicdan, en önemli iki manevi dinamiktir. Olayları ve olguları değerlendirirken, analiz ederken, akılla tartar, vicdanla muhasebesini yaparız. Ünlü İş Adamı Warrent Buffet der ki: “Her insanın bir lç Yönetim Kurulu olmalı.” Birini işe alırken üç şeye bakarız: Dürüstlük, zeka ve enerji. Bunların en önemlisi dürüstlüktür. Çünkü eğer o yoksa, diğer iki özellik sizin sonunuzu getirir.
Reklam
Varlık dünyamızın denge unsuru demek olan uyum, ”Uy” kökünden türetilmiştir. “Uyku” kavramı ile aynı köktendir. Uyku, somut olarak elle tutulamayan, gözle görülemeyen, ağırlığı ve hacmi olmayan, bedenin sükünetini, uyumunu ve dengesini sağlayan yegane unsurdur. Acıktığımızda yemek yeriz. Bunun bir ağırlığı ve hacmi vardır. Susadığımızda su içeriz. Bunun da bir ağırlığı ve hacmi vardır. Su ve gıdaya ihtiyaç duyduğumuzda satın alırız. Ancak uyku denen şeye ihtiyaç duyulduğunda, dışarda satın alınması mümkün olmayan hayatın bir parçası ve denge unsuru. Müthiş bir şey bu. Muhammed İkbal, “Uyku küçük ölümdür. Ölüm derin uykudur. Mademki her uykunun bir uyanışı vardır. O halde, ”derin uyku” demek olan Ölümün de bir uyanışı vardır. O da diriliştir” der. Gerçekten de uyku halinde, dünya realitesiyle bütün ilişkilerimiz kesilir. Uyku halinde birisi gelip bize bir kötülük yapmak isterse, farkında bile olmayız. Adeta yaratıcı, bizlere şu mesajı veriyor: “Her 24 saatte bir sizi öldürüyorum ve diriltiyorum. Bu benim için çok kolaydır. Öte dünyada (Ebedî hayatta) hepinizi diriltmek, bir tek insanı öldürüp diriltmek gibidir.”
İnsan, aklın ufkuyla düşündüğünde, varlık dünyasındaki yerini ve konumunu daha iyi görebilir. Mesela ben Şemsettin Dursun olarak, bu uçsuz-bucaksız evrendeki yerimi ve konumumu tasavvur ettiğimde, şöyle bir sonuca ulaştığımı düşünüyorum: Ben, Batmanda bir noktayım. Batman, Türkiye’de bir noktadır. Türkiye, Dünyada bir noktadır. Dünya, Güneş Sistemi içinde bir noktadır. Güneş Sistemi, içinde bulunduğu Galakside bir noktadır. klgili Galaksi, Evren içinde bir noktadır. Ve Evren de Allah’ın yanında bir noktadır. O halde ben neyim? sorusu akla gelir. Bu tasavvur, bireyin kendisini, sorumluluklarını, haddini-hududunu ve Rabbini bilmesini sağlar.
Öğretmen sınıfa girer. Öğrenciler ayağa kalkar. Öğretmen, büyük bir nezaketle öğrencilere “oturun!” der. Sonra tahtaya kocaman (1) rakamını yazar. “Bu, kişiliktir. Hayatta, insanoğlunun sahip olabileceği en değerli şeydir” der. Sonra (1)’in sağına bir (O) koyar. Bu “başarı” dır der. Başarılı kişilik (1)’i (10) yapar. Sonra bir (0) daha koyar. Bu “Tecrübe” dir der. Tecrübe (10)’u , (100) yapmıştır. Sonra bir (0) daha koyar. Bu “Yetenek” tir der. Yetenek de (100)’ü, (1000) yapmıştır. Sonra disiplin, tevazu, sevgi... eklenen her yeni değer, kişiliği 10 kat arttırır. Öğretmen silgiyi alarak en baştaki (1)’ ı siler. Geriye bir yığın sıfır kalır. Öğretmen hükmünü verir: “Kişilik yoksa, diğer tüm değerler birer hiçtir” der.
Eğer yaptığımız işi bir “yük” olarak görüyorsak, o yükün altında eziliriz. Ancak yaptığımız işin hayatımıza bir“Katma Değer” kattığını düşünüyorsak, o zaman yaptığımız işten zevk alırız, haz duyarız ve sonuçta mutlu oluruz. Bu da ancak “İşimizi yaparken, lşimizi yaşamaktan” geçer Örneğin bir hastanede Doktor olduğumuzu varsayalım. Eğer
Reklam
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.