Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayatım İbret Aynası

Ahmet Muhtar Büyükçınar

En Eski Hayatım İbret Aynası Gönderileri

En Eski Hayatım İbret Aynası kitaplarını, en eski Hayatım İbret Aynası sözleri ve alıntılarını, en eski Hayatım İbret Aynası yazarlarını, en eski Hayatım İbret Aynası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne var ki daha önce hafızamıza nakşedilen şu inanç, öldürücü tokadın acısını biraz olsun azaltırdı:”Hocanın vurduğu yerde gül biter.” Hz. Peygamber (s.a.s):”Yüze tokat atmayın!”(Allah yüzü dövülmek için değil, sevilmek için yaratmıştır.) sözüne ters düşen, katı yürekli merhametsiz hocaların yüreklerini daha da katılaştıran bu uğursuz sözü, kim bilir hangi zalim akıllı düşman ya da ahmak dost, ne maksatla uydurmuştur.
Bütün dünya bilir ki kral Faruk, cehaletinden cesaret alan Kavalalı Mehmet Ali’nin torunlarındandır. Tamamen idareden aciz kalıp, tacını muhafaza edemeyeceğini anlayınca; saltanatını sürdürmek sevdasıyla –kimi satılmış bilginleri de oyuna getirerek– evlad-ı Resulden olduğuna dair karar çıkartıyor, bunu halka duyurmaları için de hatiplere emir veriyordu. Bu korkunç kararın okunduğu hutbeye göre, güya kral mütevazı olduğu için bu mukaddes sırrı bugüne kadar saklı tutmuş. Kendi aklınca güya halk Seyyiddir diye kendisine saygıyla bağlanacak, “Seyyidlerin dokunulmazlığı var.” diye hata ve kusurlarını görmezden gelecek. “Kul teftişte, Allah ne işte?” denildiği gibi, Allah da peygamberinin süfli bir gayeye alet edilmesine razı olmazdı. Bu uğursuz duyurudan üç gün sonra, kral Faruk tahtından alaşağı edildi. Kendi aklınca hayatını öylesine garantiye almıştı ki saldırıya uğradığında en ağır silahlar dahi etkisiz kalsın diye kendisini ve yanındakileri korusun diye bütün saraylarına çelik duvarlar yaptırmıştı. Ama çi fayda? (ne fayda) Allah’ın takdiri kulun tedbirini bozuyor işte.
Sayfa 512Kitabı okudu
Reklam
Ne yazık ki bir zaman geldi, anlamsız bir kaygısızlık Müslümanların üstüne kâbus gibi çöktü:”Bir lokma bir hırka.”, “Bugün ye, yarın düşünme.”, “Kısmetin varsa gelir Yemen’den, kısmetin yoksa ne gelir elden.” vs. zihniyeti, tembelliği de beraberinde getirdi.
Allah’ın nimetlerden haklı olarak ve daha ziyade Allah’a iman ve kulluk eden Müslümanların yararlanması gerekirken, nimetleri de serveti de saadeti de başkalarına kaptırmış, sonra da onların merhametine bırakılmıştır. Müslüman, işçi; işveren, yabancı. Bu taksimat ne acı, düşünmez misin?
Bunu söylemekle, “Öbürleri Müslümanların kafasına vurup, ekmeklerini ellerinden almışlar.” demiyorum. Demek istediğim, Müslümanlar uyurken ya da uyuşturulurken onlar uyanmış. İş kurmuş, Müslümanları çalıştırmışlar. Hala da çalıştırıyorlar. Kurucusu kendileri oldukları için, haklı olarak kazancın kaymağını kendileri yiyor. Tortusunu da vicdan ve merhametinin elverdiği kadar, el emeği veren ve göz nuru döken işçilerine veriyorlar. Bilmem buna sevinmeli mi, üzülmeli mi; yoksa ağlamalı mı?
Biz Müslümanlar, cennet yolunun kılavuzları olarak insanlık kafilesinin önünde gitmemiz ve insanlığın öncüleri olmamız gerekirken, gerilemiş ya da geriye itilmişiz. Yan yana gelip, elele tutup, güçlerimizi birleştirip her alanda yükseleceğimiz yerde bölünmüş, farklı gruplara ayrılmış, birbirimizle çekişip duruyoruz, İslam ve insan düşmanı saldırganlar, bu fırsatı kaçırır mı?
Reklam
Portsaid’deki Kıpti (Hıristiyan) komutan, düşmanla gizlice anlaşarak, iki yüz bin nüfuslu koca şehri satmış. O gece, hain komutanın planlamasıyla şehirde şöyle bir haber yayılmış: “Rusya’dan bize yardım geliyor. Gün doğarken Rus gemileriyle gelen askerler, Portsaid şehrini muhasaradan kurtaracak.” İngilizler şehre girip çıkmayı yasakladığı ve haberleşmeyi kestiği için, içeride olup bitenler dışarı sızmaz. Bütün gece heyecanla bekleyen halk, sabahın ilk ışıklarında sahile dökülür. Ortalık ağarırken iki büyük gemi yaklaşır. On binlerce insanın alkışlarıyla rıhtıma yanaşır. İşte ne olduysa o anda olur. Rus askeri diye beklenilen düşman askerinin gemiden inmeleriyle, kendilerini alkışlayan halkı makineli tüfeklerle taramaları bir olur. Binlerce cansız beden yere yığılır. Kıbrıs’tan havalan uçaklar, şehri bomba yağmuruna tutar. Kahire’yi bombalarken cana kıymayan İngilizler, Portsaid şehrinde kısa sürede binlerce insanı öldürür, on binlercesini yaralar ve şehri yerle bir ederler. Öyle ya, insanları toptan öldürmek dururken, niye tek tek uğraşsınlar? İşte İngiliz adaleti budur! Hindistan’da Pakistan’da asırlardır yaptıkları bundan farklı mıdır?
Sayfa 547Kitabı okudu
855 syf.
10/10 puan verdi
Hayat hikayesi okumayı seven insanlara hıtap eden bir kitap. Birminsanın kendi hayatını tüm samimiyetiyle yazıya dökmesi. Okurken şöyle dedim biz gerçekyen çok rahat bir zamanda yaşıyoruz her imkanımız var sanırım bizim imtihanımızda bu.. hayat hikayesi okumayı sevenlerin bir solukta okuyacağı bir kitap.
Hayatım İbret Aynası
Hayatım İbret AynasıAhmet Muhtar Büyükçınar · Marifet Yayınları · 201177 okunma
"Her olur olmaz yere söz verme vermiş sen öl sözünden dönme."(Çok Anlamlı bir söz )
"Hocanın vurduğu yerde gül biter."H.z Muhammed (s.a.s) (Tokat atmayın ...Allah yüzü dövülmek için değil ,sevmek için yaratmıştır .)Acaba H.z Muhammed (s.a.s) Kur'an'ı ve dini öğretirken kimin yüzüne bir kez olsun vurmuştur. İyi ki çocukken bu gerçekleri bilmiyordum ve düşünemiyordum yoksa birçok talebini yaptığı gibi Hoca'dan kaçar okuyamazdım....
220 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.