Hayatın El Kitabı - 500 Soru-Cevap

Kolektif

Hayatın El Kitabı - 500 Soru-Cevap Sözleri ve Alıntıları

Hayatın El Kitabı - 500 Soru-Cevap sözleri ve alıntılarını, Hayatın El Kitabı - 500 Soru-Cevap kitap alıntılarını, Hayatın El Kitabı - 500 Soru-Cevap en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"El dorado efsanesi" nedir?
El dorado, İspanyolca "altından yapılmış" anlamına geliyor. Amerika'yı keşfeden ilk İspanyollar, Orta Amerika'da çok zengin bir ülke olduğuna ve bu ülkenin insanlarının altın tozuyla dolu havuzlarda banyo yaptıklarına dair bir efsaneye inanmışlardı ve bu ülkeyi aramaya çıkmışlardı. Bugün ise, El dorado sözcüğü, zenginliklerle dolu bir ülkeyi betimlemek için kullanılıyor. Öte yandan, bugün bile, Orta Amerika'nın eşsiz bucaksız ormanlarında hâlâ bir El dorado ülkesi olduğuna inananlar var. Ancak, böyle bir ülke bugüne kadar bulunamadı.
Sayfa 11
İlk nüfus sayımları ne zaman yapıldı?
Sistemli olmayan ilk nüfus sayımları, M.Ö. 2000 yıllarında Çin'de ve Mısır'da görüldü. Roma İmparatorluğu'nda sayım, biraz daha düzenli bir biçimde gerçekleştirildi. Orada nüfus sayımının amacı, savaş halinde kimlerin silah altına çağırılacağını ve kimlerin vergi ödeyeceğini saptamaktı. Çağdaş anlamda ilk sistemli nüfus sayımı ise, 1749 tarihinde İsveç'te yapıldı. Türkiye'deki ilk nüfus sayımı ise 1927 yılında yapıldı.
Sayfa 9
Reklam
Ne zamandan beri pantolon giyiyoruz?
Erkeklerin pantolon giymesi M.Ö. 2500 yıllarına kadar uzanıyor. Pantolonu ilk giyenler, Orta Avrupa ve Güney Rusya steplerinde yaşayan göçebe toplulukları... Bu insanlar, ata daha kolay binmek için pantolon tipi bir giysi tercih etmişlerdi. Bunu, Karadeniz çevresinde yaşayan Yunanlılar ve Persler de benimsedi. Ancak, o dönemde Roma İmparatorluğu sınırları içinde pantolona pek hoş bakılmıyor, atlı barbarların giysisi olarak yorumlanıyordu.
Sayfa 8
Kuzeye doğru yatılınca daha rahat mı uyunuyor?
Bu inanç, Ortaçağ'da, yeryüzünün manyetik çekimini keşfeden Çinliler tarafından geliştirildi. Daha sonra batı toplumlarına yayıldı. Nitekim, ünlü İngiliz yazar Dickens, bu konuya o kadar inanıyordu ki, otele gittiğinde yatakların pozisyonunu kafası kuzeye gelecek yönde değiştiriyordu. Oysa, manyetik alanın uyumaya yardımcı olduğuna ilişkin en küçük bir bilimsel kanıt bile yok. Ancak bazı doktorlar, başın kuzeye doğru olmasının tansiyonu düşürebileceğini ve böylece kişinin daha rahat uyuyabileceğini iddia ediyorlar.
Sayfa 40
Şans için neden tahtaya vurulur?
Bu inancın Orta Çağ'a dayandığı sanılıyor. Peter Haining'in "Superstitions" adlı kitabına göre ise bu inanç tarihöncesi dönemde "ağaca tapmaya" kadar geri gidiyor. Eski çağlarda ağaçların içinde ağaç tanrılarının yaşadığına inanılırdı. Tehlikede olduğunu sanan insanlar da, ağacın içindeki tanrının yardımını istemek için ağaca vururlardı. Böylece ağaç tanrısının kişiyi bütün belalardan koruyacağı düşünülürdü. Ayrıca daima sağ elle vurulurdu.
Sayfa 7
Bir kekeme yalnız olduğu zaman, bir metni yüksek sesle hiç problemsiz okuyabiliyor. Ama, karşısında dinleyiciler olduğu zaman aynı yeteneği gösteremiyor.
Sayfa 39
Reklam