Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayatın Kaynağı

Ayn Rand

En Yeni Hayatın Kaynağı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Hayatın Kaynağı sözleri ve alıntılarını, en yeni Hayatın Kaynağı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Garip şeylerden ıstırap çekiyordu. Onun oturduğu sokak, evinin kapısındaki basamak, köşeyi dönüp onun sokağına sapan arabalar falan. Özellikle arabalar üzüyordu onu. Keşke onların bir sonraki sokağa sapmasını sağlayabilseydi. Sokak kapısının yanındaki çöp kutusuna bakıyor, o geçerken de burada mıydı, diye düşünüyordu. Acaba o da bakmış, en üstte duran buruşuk sigara paketini görmüş müydü?
Başkalarının arasındayken birbirlerine yabancı olmalarını, yabancı ve düşman olmalarını uygun bulan derin bir duygu vardı içinde. Bu insanlar ikimiz arasındaki ilişkiyi türlü türlü yorumlayabilirler, ama gerçekte nasıl olduğunu bilemezler, diye düşünüyordu. Böyle olması, hatırladığı anları daha da yüceltiyor, başkalarının bakışlarının, kelimelerinin değmediği, hatta hiç kimsenin bilmediği anlar olarak saklıyordu. Bu anların burada hiçbir varlığı yok, yalnızca onda ve bende varlığı var, diye düşünüyordu kendi kendine. Bir sahiplik duygusu hissediyordu o zaman. Başka hiçbir yerde hissedemediği bir duygu. Ona en çok sahip olabildiği yerler, yabancılardan oluşmuş bir kalabalığın ortasında, onun kendisine pek seyrek bakabildiği yerlerdi.
Reklam
Hangisi daha iyi yürekli bir yaklaşım? İnsanları iyi kabul edip üstlerine dayanamayacakları soyluluklar yüklemek mi, yoksa onları oldukları gibi kabul etmek, bunu da onlar rahat ediyor diye yapmak mı?
İnsanların seni hemen aralarına, böylesine hevesle kabul etmeleri ne kadar ilginç. Sürüler halinde sana doğru akıyorlar. Sence bunun nedeni nedir? Onlar da çevrelerindekileri bol bol tersliyorlar, ama kendilerini ömrü boyunca terslemiş biri birdenbire onlara kucağını açtığında; pençelerini içeri çekip koşa koşa geliyorlar, sana karınlarını okşatıyorlar. Neden? Bence bunun iki açıklaması olabilir. İyi olan açıklama, bu insanların iyi kişiler oluşu, sana dostluk bahşetmek istemeleri. Öteki açıklama da, senin onlara ihtiyaç duymakla kendini küçültüyor olduğunu bilmeleri. Fildişi kulenden iniyorsun. Her yalnızlık bir fildişi kuledir. Onlar da dostluklarıyla seni aşağıya çekmekten sevinç duyuyorlar. Tabii bunun bilinçli olarak farkında değiller. Tek bilen sensin. O yüzden de bu işi yaparken acılar çekiyorsun.
Bence insan ruhunun da kendine göre bir üslubu var. Benimsediği temel tema. Bunun o insanın her düşüncesine, her hareketine, her isteğine yansıdığını görürsün. O yaşayan yaratığın tek salt ve amir varlığı. Bir insanı yıllarca incelesen, göremezsin onu. Ama yüzü gösterir. Bir insanı anlatmak için ciltler dolusu yazı yazmak zorunda kalırsın. Oysa, yüzünü düşün. Başka hiçbir şeye ihtiyacın yok.
Bir insanın yüzü kadar önemli şey yoktur. O kadar ifadeli bir başka şey yoktur. Bir insanın yüzüne ilk defa bakıncaya kadar, onu gerçek anlamda tanımamıza olanak yoktur. Çünkü o bakışla her şeyi anlarız. O bilginin analizini yapacak kadar bilgeliği her zaman gösteremezsek bile. Sen bir ruhun üslubunu hiç düşündün mü, Kiki?
Reklam
"Her şeyde bir neden mi ararsın? Her zaman bu kadar ciddi olmak zorunda mısın? Herkes gibi arasıra hiç nedensiz bir şeyler yapsan olmaz mı? Öyle ciddi, öyle yaşlısın ki! Her şey önemli senin için. Her şey büyük. Her dakika. Hareketsiz duruyor olsan bile. Biraz rahatlayamaz mısın ... önemsiz olamaz mısın?"
Kendisine düşmanlık gösterilmesine alışkındı. Ama bu tür dostluk ona düşmanlıktan daha kötü geliyordu.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.