Zweig’ın 23 yaşındayken yayımladığı Hayatın Mucizeleri, daha o zamandan tarihe duyduğu ilgiyi gözler önüne serer. 16. Yüzyılda Anvers’de geçen ve yolları tesadüfen kesişen Yahudi bir genç kızla yaşlı bir Hıristiyan ressam arasındaki dostluğu anlatan öykünün arka planında Hollanda’nın İspanyol yönetimine karşı isyanı vardır. Çocukken Hıristiyanların şiddet eylemlerine hedef olan ve iyi yürekli bir asker tarafından kurtarılan Esther adlı Yahudi kız, bir Katolik kilisesine asılacak dini bir tabloya modellik eder. Hayatın ve dinin anlamı, sanat ve sanatçının yaratma edimi gibi temalara eşlik eden “beklenmedik karşılaşma” motifi ve Anvers’in tarihsel detaylarla betimlenen atmosferi, Zweig’ın sonraki yapıtlarının habercisidir.
Yaşlı bir hristiyan ressamdan meryem anayı resmetmesi istenir ve ressam bir model aramaya başlar. Tam umudunu kesmişken Esther adında Yahudi insanlardan korkan kimseyle bağ kurmayan küçük kızla tanışır. Esther in resmini yapmaya çalışırken aralarında kurulan bağ, Esther in içindeki yaşama tutunma çabası gelgitleri, yaşlı ressamın kendi inancını sorgulama noktasına gelmesi, kendi içindeki mücadelesi kısaca insana ait duygular yine mükemmel bir dille anlatılmış.
Tutku yayınevi sağolsun neredeyse her kelimenin son harfini yutmuş okumak tam bir eziyet oldu. Bundan mıdır bilmem ama en içimi sıkan bitmeyecek gibi gelen tat almadığım tek Zweig kitabı bu oldu. Lütfen okumak isteyenler başka yayın evlerine bi baksınlar.
Çoğu insan mucizelerin uzun zaman önce olduğunu söylüyor ama bugün de gerçekleştiklerini hissediyor ve söylüyorum. Ancak bunlar sessiz, küçük mucizeler ve onlar için hazır olanların ruhunda bulunabilir sadece...