Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayatınızla Ne Yapmak İstiyorsunuz?

Jiddu Krishnamurti

Hayatınızla Ne Yapmak İstiyorsunuz? Sözleri ve Alıntıları

Hayatınızla Ne Yapmak İstiyorsunuz? sözleri ve alıntılarını, Hayatınızla Ne Yapmak İstiyorsunuz? kitap alıntılarını, Hayatınızla Ne Yapmak İstiyorsunuz? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ben acı çekerken, mutluluk var mı diye sormamın ne fayda­sı var? Acı çekmeyi anlayabilir miyim? Benim derdim bu; nasıl mutlu olunacağı değil. Acı çekmediğim zaman mutluyum, ama bunun farkına vardığım an, o artık mutluluk değil... Onun için acı çekmenin ne olduğunu anlamalıyım. Zihnimin bir parçası mutluluğu aramanın peşinde koşuşturup bu ızdıraptan bir kaçış yolu ararken, acı çekmenin ne olduğunu anlayabilir miyim? Öy­leyse, eğer acı çekmeyi anlamak istiyorsam, onunla tamamıyla bir bütün olmam, onu reddetmemem, ona mazeret bulmamam, onu mahkûm etmemem, onu kıyaslamamam; ama sadece onunla bir bütün olmam ve onu anlamam gerekmiyor mu?
Ve yalnızlığın hüznü vardır. Hiç yalnız oldunuz mu bilmiyorum: ansızın hiç kimseyle hiçbir ilişkinizin olmadığını fark ettiğiniz­ de... Ve bu yalnızlık bir tür ölümdür. Dediğimiz gibi, ölüm sadece yaşam sona erdiğinde olan bir şey değildir, hiçbir cevabın, hiçbir çıkışın olmaması da ölümdür.
Reklam
Ancak, kanımca şiddetin temel nedeni, hepimizdeki içsel, psiko­lojik güvence arayışıdır. Hepimizin içindeki o psikolojik güvence arzusu, o içsel güvende olma hissi, dışa dönük güvence ihtiyacını doğurur. İçsel olarak hepimiz güvende, kendinden emin, şüphe­den uzak olmak isteriz. Tüm bu evlilik yasaları, güvenli bir ilişki içinde bir erkek ya da bir kadına sahip olabilmemiz için vardır.
Amacımız başarı olduğu müddetçe korkudan kurtulamayız, çünkü başarma arzusu kaçınılmaz olarak başarısızlık korkusunu doğurur. Onun için gençlere başarıya tapmak öğretilmemelidir.
Hepimiz kendimizi çeşitli seviyelere koyar ve sürekli bu yüksek­liklerden düşeriz. Utandığımız bu düşüşlerdir. Utancımızın, dü­şüşümüzün nedeni öz saygıdır. Anlaşılması gereken düşüş değil, bu öz saygıdır. Kendinizi üzerine yerleştirdiğiniz bir kaide yoksa herhangi bir düşüş olabilir mi?
Size bir şey tavsiye etmek isterim; yapılması gereken ilk şey ni­çin belirli bir şekilde düşündüğünüzü ve neden belirli bir şekilde hareket ettiğinizi anlamaktır.
Reklam
...kendini tanıma sadece ilişki yoluyla gerçekleşir, so­yutlanmayla değil ilişki eylemdir ve kendini tanıma eylem halin­ deyken olan farkındalığın sonucudur.
Çoğumuzun aradığı şey nedir? Her birimizin istediği şey ne­ dir? Özellikle, herkesin biraz da olsa huzur, bp tür mutluluk, bir sığınak aradığı bu huzursuz dünyada, aramaya, keşfetmeye çalış­ tığımız şeyin ne olduğunu bulup ortaya çıkarmak elbette önemli, öyle değil mi? Muhtemelen çoğumuz bir tür mutluluk, bir tür hu­ zur arıyoruz; karmaşa, tartışma, çekişme, savaşlarla dolu bir dün­ yada biraz huzur bulabileceğimiz bir sığınak istiyoruz. Sanırım çoğumuz bunu istiyor. Onun için, aranıp duruyoruz, bir liderden diğerine, bir dini kurumdan diğerine, bir öğretmenden bir başka­ sına gidiyoruz.
Eğitim, bireyi topluma uymaya veya toplumla olumsuz bir uyum içinde olmaya teşvik etmemeli; ona önyargısız araştırma ve kendinin farkındalığıyla ortaya çıkacak gerçek değerleri keşfet­mesinde yardımcı olmalıdır. Kendini tanıma olmadığında, kendi­ni ifade etme tüm saldırgan ve ihtiraslı çatışmalarıyla kendini is­patlamaya dönüşür. Eğitim sadece kendini ifade etme dürtüsünü tatmin etmekle uğraşmayıp, kendinin farkında olma yeteneğini de uyandırmalıdır.
İç gözlem yaptığınızda, kendinizi değiştirmek için içinize bak­tığınızda, her zaman bir depresyon dalgası olduğunu fark ettiniz mi bilmiyorum. Daima savaşmanız gereken bir değişken dalga vardır; o ruh halini yenmek için kendinizi yeniden incelemeniz gerekir. İç gözlem, olanı kendisi olmayan bir şeye dönüştürme yöntemi olduğundan, içinde kurtuluş olmayan bir süreçtir. Açık­çası, iç gözlem yaptığımızda, o tuhaf eyleme giriştiğimizde olan tamamen budur. Bu eylemde daima biriken bir süreç, ‘Ben’in de­ğiştirmek amacıyla bir şeyi incelemesi vardır. Onun için her za­man ikili bir çatışma ve o nedenle de düş kırıklığı vardır. Hiçbir zaman bir çıkış, bir boşalma yoktur ve o düş kırklığının sonucun­ da da depresyon vardır.
61 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.