Bizden önce kabirlere milyarlarca insan gitti. Onların da bizim gibi hayalleri ve arzuları vardı. Onlar, dünyaya dalmışlardı; onun sevgisiyle akşamı ediyor ve onun sevgisiyle sabaha çıkıyorlardı. Derken beklemedikleri bir şey onlara geliverdi. Ruhlarını almak isteyen ölüm meleği karşılarına çıktı. Şaşırdılar. Çünkü bu, onların asla hesaplamadığı bir şeydi. Dünyevi gelecek hesapları, o anda ölümün gerçekleşmesi ihtimaline yer vermiyordu. Ancak artık ölümle karşı karşıyaydılar ve o anda istedikleri tek şey dünyaya geri dönmekti.
Şu anda dünyaya geri dönmeyi ümit eden o kimselerin istediği yerde bulunuyor olmamız, Allah' ın bize bir ihsanıdır. Artık bu ihsanın farkına varıp hayatımızı yeniden düzenlememiz, gidişatımızı düzeltmeye başlamamız ve dünyayı gerçek konumuna koyup ahiretin tarlası olarak görmemiz gerekir. Bunları yaptığımız zaman, gerçek anlamda ölüme hazırlıklı hale gelmiş olacağız ve ölümlerinden sonra dünyaya geri dönüp salih amellerde bulunmak isteyen fakat buna imkanı bulunmayan kimseler gibi ümitsiz bir durumda kalmaktan kurtulacağız. İşte bu eserde, mutlu bir son için neler yapılması gerektiği anlatılmış ve herkesin hayatına uygulayıp gidişatını düzeltmesini sağlayacak rehber niteliğinde öğütlere yer verilmiştir.