Asıl adı Ömür olan çocuğa anne babası da dahil olmak üzere herkes Hayta demektedir. Zamanla asıl adını unutup onu kabullenmiş.
Babası geçimi için müzik aleti çalmayı bırakınca Hayta’ yı da alarak onu dilenmeye götürmüştür. Üzerinde yırtık pırtık bir ceketle gün boyu hareketsiz kalması istemiş babası. O da ceketin içine saklandıkça saklanmış tanınmamak için. Bir gün babasına bu durumdan rahatsız olduğunu anlatınca bir daha babasıyla işe gitmemiş. Babası da kendine yeni bir iş bulmuş. Hayta isminden rahatsız olmaya başlayınca liseyi başka bir şehirde -Izmir’ de- okumak istemiş. Orada kartpostal satan Kalbiçiçek Hanım’ la tanışmış. Aslında yazar olan Kalbiçiçek Hanım, onu yazmaya teşvik etmiş. Hayta da bir öykü yarışmasına katılmış. Orada “Hayta” yı anlatmış ve birinci olmuş. Lise bitip İstanbul’a, ailesinin yanına dönünce Kalbiçiçek Hanım da onunla dönmüş. Kendine bahçeli bir ev almış. Hayta’ nın mahalleden Vefa ablası da onunla kalmaya başlamış.
Hayta ,meslek hayatına atılıp 48 yaşına gelince yıllar önce lisedeyken aldığı ödüllü hikayeyi kitap haline getirme kararı almış.