Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hayvan Hakları

Çetin Nerse

Hayvan Hakları Sözleri ve Alıntıları

Hayvan Hakları sözleri ve alıntılarını, Hayvan Hakları kitap alıntılarını, Hayvan Hakları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer gerekçeniz sadece "düzenin sağlanması" ise, merak etmeyin, özünde iyi veya ahlaklı veya "içsel hukuk" u benimsenmiş olan varlıklarla, yasalar ve polis olmadan da düzen sağlanabilir...
Sayfa 59 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Yaşam hakkı, her canlının en temel hakkıdır.
Sayfa 16 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanın özünde iyi olduğunu savunan din, bu iyiliğin kaynağı olarak Tanrı'yı göstererek kendince oldukça basit bir açıklamada bulunmaktadır. Gelgelelim bu kurnazca belirlenmiş açıklama her ne kadar basit görünse de, gerçekte hayli girift bir kapıya açılıyor. Çünkü bu defa kötülüğün kaynağı olarak da Tanrı'nın kendisi çıkar karşımıza.
Adem ile Havva'nın cennetten kovulmasıyla başlayan yozlaşma, onların çocukları ve sonraki nesillerle beraber daha da derinleştirildi. Bugünkü ''yozlaşma'' inancımızın kökeninde kısmen bu, kısmen de farklı bir kanı vardır. Buna göre, insanlar, ilkel komünal dönemde iyiydiler. Ahlaklı, vicdanlı, anlayışlı, duyarlı, paylaşımcı ve eşitlikçiydiler. Fakat özel mülkiyetin ve sınıflı toplumun (veya devletin) ortaya çıkışıyla birlikte bu iyi değerler yerini kötü değerlere bıraktı. İnsanlar günden güne daha çok yozlaştılar, ''doğalarından'' uzaklaştılar. ''İnsanlık nereye koşuyor'', ''insanlık ölmüş'' gibisinden sözlerin altında yatan örtülü inancın bu olduğu anlaşılıyor. Bu gibi sözlerle,aslında insanlığın özündeki iyiliğin, saflığın ve masumiyetin öldüğü anlatılmaktadır: Oysa esasen, eskiden de insanlar kötü ve iğrenç şeyler yaparlardı, aradaki farklardan en önemlisi, eskiden, bugünkü gibi gelişen bir ahlaki bilince sahip olmayışımızdır. Elbette ki bugün, gelişkin ahlaki bilince rağmen bunca kötü ve iğrenç şey yapılıyorsa, bu, insanların daha olumsuz bir yapıya evrildiğini gösterir.
Beynimizin içinde tanrılar yaratıyor ve bu soruları bu tanrılara da yöneltiyoruz. Adeta çıldırmak üzereyiz. Bazen ne yaptığımızı, ne istediğimizi bilmez hallere düşüyoruz. Oturup ağlıyoruz, köşemize çekiliyoruz olmadı intihar edip varlığımıza son noktayı koyuyoruz. Toplumsal hadiseler karşısında yeise kapılıyor, yine sorguluyor, yalnızlığımızı farkediyor ve mutsuzluğun kucağına düşüyoruz. Varlığımızı ve var olma nedenimizi en çok mutsuz ve en huzursuz olduğumuz anlarda sorguluyoruz.