Bir atom (fizik) profesörü olan, aynı zamanda döneminin ebru ustalarının yakını olan, Merhum Prof. Ahmet Yüksel Özemre'ye göre: “Ebrü yapımı, insanın:
I) Kâinattaki fiziki, kimyevi ve hayati hâdiselere, Âlem'deki hilkatin (yaratılışın) esrârını (sırlarını) ve edebini idrâk etmesi, “Hayatı olan/canlı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmayacaklar mı?” (K.K-Enbiya, 21/30) Sudan çıkan desenlerin tabiattaki benzerlikleri ebru yapanı dehşete düşürerek yaçadılışın esrarının şiddeti ile sarsıp acizliğinin farkına vararak yaratanının azameti karşısında O'na teslim olmasını sağlamaktadır.
II) Nefsinin oyunlarını teşhis ve tespit edebilmesi, (benlik, gurur, kibir, gıybet, dedikodu, iftira, yalan - dolan, haset, kin, korku, endişe ve saire gibi duygularından arınmasına vesile olmaktadır.)
III) Ezel Hükmü 'nün edebine riâyet edebilmesi (kadere iman)
IV) Bu Âleme daha Rahmani (bütün varlıklara rızık veren, Allah'tan gelen, her hususta hayırlı olan) bir nazarla bakabilmesi için dâimâ bir mânevi eğitim aracı olarak telakki edilmiştir.