Sözler ve Alıntılar
"Tereddüt" diyordu, "bir askerin en büyük düşmanıdır."
General George S. Patton Jr.'ın ölümünden bu yana, bunun cinayet olduğu dedikoduları hiç bitmedi. Sadece cinayet değildi; bu bir suikasttı. Kıskançlık ve korku yüzünden üst rütbeli subayların ondan nefret etmesi dolayısıyla öldürüldüğü iddiası sürekli tekrarlanıp duruyordu. Kıskançlığın nedeni onun Amerikan ordusunun en iyi generali olmasıydı. Korkunun nedeni ise, II. Dünya Savaşı esnasında Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanlığı'nın sergilediği birçok korkaklığı, beceriksizliği ve yolsuzluğu ifşa edeceği düşüncesiydi. Bütün bu nedenler yetmiyor gibi, Stalin'in ondan nefreti nedeniyle Rusların da Patton'a suikast düzenlemeye çalıştığı iddialarının da ardı arkası kesilmedi.
Savaşın sonunda damadının esir tutulduğu, tehlikeli ve hayli uzak mesafede bulunan bir Alman esir kampına, yeterli destek ve lojistik sağlanmadan, acil bir saldırı emri vererek tam da üstlerinin korktuğu şeyi yapmıştı.
PattonKitabı okudu
Patton, kitaba doymayan bir askerî tarih okuyucusu, kadim dostu ve devresi, son savaşta da emri altında savaştığı Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargah Komutanı General Dwight D. Eisenhower dahil, hiçbir müttefik askerî liderinin eline su dökemeyeceği bir taktisyen ve muhtemelen aralarındakı en iyi stratejistti.
Patton, Avrupa'daki en rütbeli komutan ve Amerika'nın en büyük savaşçı generaliydi.
9 Aralık 1945'te, Amerikalı General George S. Patton, Almanya, Mannheim dışındaki ıssız bir yolda tuhaf bir otomobil ''kazası''nda ciddi bir biçimde yaralandı. Oniki gün sonra da öldü.
Eski şoförlerinden Francis J. Sanza, bir defasında Berlin'e girme talebi reddedildiğinde Patton'ın öfkeden gözyaşları döktüğünü hatırlıyordu.