You can find Helaller ve Haramlar books, Helaller ve Haramlar quotes and quotes, Helaller ve Haramlar authors, Helaller ve Haramlar reviews and reviews on 1000Kitap.
Haram kılınan şey veya fiil, kendisinde bulunan, hiç ayrılmayan bir zarar, kötülük ve pislik sebebiyle haram kılınmış ise buna "li-aynihî haram" denir. Kendi tabiat ve vasfından değil de kazanma şekli ve yolu gibi dıştan bir sebeple haram ise "li-gayrihî haram" denir. Domuz ve şarap birincisine, çalınmış ekmek, gasbedilmiş para ikincisine örnektir.
Mekrûhu haramdan ayıran ölçü hanefilere göre delilin haramda kat'î (kesin), mekruhta zannî olmasıdır. Diğer müctehidlere göre yasaklama iradesinin mekruhta sert ve kesin olmaması, haramda ise sert ve kesin olmasıdır.
Bunların ikisinin de yapılmaması Şârî tarafından istenmiştir. Ancak mekruhta kesinlik yoktur, haramda ise kesinlik vardır; haram ve mekruh işleyen dünyada kınanır, bazı cezalara müstehak olur, ahirette ise azâba uğrar.
İmam Muhammed'e göre her mekruh haramdır; ancak delili kat'i olmadığı için bu imam "mekruh" tabirini kullanmıştır. Ebu Hanife ve Ebû Yûsüf'e göre ise mekruh haram değil, harama yakındır. (Bak. Fethü'l-Kadir, Mısır, 1318. C. VIII, s. 80)
Helâl, yasak olmayan, serbest sâhayı ifade eder; bunun tabanında "yapana sevap, yapmayana günah olmayan" mübah vardır, sonra sırasıyla müstehab, vâcib, farz gelir. Helâl, mübahın sınırında son bulur. Bundan sonra mekruh ve haram vardır.
Yasaklar menfi (yapılmaması istenen) mükellefiyetlerdir. Mükellefiyetler ise gökler, düzlükler ve dağların yüklenemediği, insan denilen "kemâle namzet" müstesnâ varlığın boyuna göre biçilmiş "emânet"lerdir. Bu "emânet" mükellefiyetler, dıştaki kirleri, pasları silerek cevheri ortaya çıkaran, kimin neye lâyık olduğunu meydana koyan imtihan ve deneme vasıtalarıdır.