Henüz Yolcuyum Özyaşam Öyküsü, Anılar

Sohrab Sepehri

Quotes

See All
Benim yerim öğretmenin yakınındaydı. Masanın arkasında oturuyordum. Konuşuyordu. Bedeni, konuşmasını hükümsüz kılıyordu. Hayalleri olmayan bir insandı. Ağustos böceğini anlamadığı, hatmi çiçeğini tanımadığı ve masal bilmediği aşikârdı. Hiçbir zaman bir rüzgargülüne sahip olmadığı söylenebilirdi. Onun karşısında hayallerim buruşurdu. Sınıfa girdiğinde, hayallerimizin zirvesinden düşüp yere çakılırdık. Bedenimize geri dönerdik. Tüylerimiz dökülürdü. Sanki tepetaklak olurduk.
İlkokul müfredatında resim dersi yoktu. Ne kadar ders varsa, hepsi manasızdı. Ehil olmayanların kültürü nerde, mana nerde. Ne varsa ezberliyorduk. Öğrenci bir çöp kovasıydı. İçine ders boşaltılırdı. "İran'ın doğal kaynakları" coğrafya kitabındaydı, İran toprağında değil. "Edep" ve "doğruluk” kelimelerinin okulda işi yoktu, sadece yazı alıştırmalarında yeri vardı.
Reklam
Henüz yolcuyum Hayal ediyorum Dünyanın suları üstünde bir tekne var Ve ben -teknedeki yolcu- binlerce yıldır Yaşlı balıkçıların yaşamının şarkısını Mevsimlerin kulağına söylüyorum
Ben ve iç sıkıntısı. Ve bu ıslak cam. Yazıyorum, ve gökyüzü. Yazıyorum, ve iki duvar ve birkaç serçe.
Geceleri, Sâfiâbad Çölünde göğsümüzün üzerinde sürüne sürüne karpuz ve salatalık tarlalarına kadar giderdik. Karanlık ve acıyı bağrımıza basardık. İyi bir alıştırmaydı. Hâlâ ne zaman elimi bir meyveye yaklaştırsam o tanıdık acıyı hissederim.
Çocukluğumun gökkuşağı, evimizin hummalı atmosferinin hatırası içinde eriyip gidiyordu.
Reklam
Yalnızlığım âşıkaneydi. Resim yapmak benim ibadetimdi. Meftun olmuştum. Meftunluğumun tanımlı bir yolu yoktu. Kerpiç damda oturuyordum. Günbatımının harmanını sensuality [duygusallık] ile, şehrin neceftaşından kubbesiyle temaşa ediyordum. Açıkça meczup oluyordum.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.