…
Bir kaşıntı ile
Yıkıldı gözlerinden biri
Çünkü yanlış resimlere baktım
Yanlış harflerden okudum hayatı
Yanlış şiirler yazdım yanlış ve yalnız kaldım sonunda
Bir hevesle
Ölüm kapanmaz mesafeler açar
Açılmaz sanılan aralara
Ve isimsiz bir gölge olarak düşerken
Yıllardır taşıdığımız isimlerimizin üstüne
Dünya avuçlarımızın arasından çözülür
Biz çözülürüz dünyanın kolları arasından
“içimde çok kanatlı bir İstanbul çırpınıyor
çok rüzgarlı anılar dalgalanıyor bulutların altında
çok kalabalık sokaklar çalkalanıyor toprağın üstünde
çok bulutlu gökkubbenin altında yürüyorum
çok asfaltlı çok betonlu yerkürenin üstünde
içimde çok gurbetli bir İstanbul kaynıyor
çok kışlalı, çok kaleli, çok kuleli
çarpa çarpa ilerliyorum kalabalığım içinden
içimde çok meydanlı bir İstanbul
çok telaşlı, çok kazalı
içimde çok güvercinli bir İstanbul
çok camili, çok minareli, çok türbeli
içimde çok İstanbul var
ve İstanbul’da daha çok ben”