"Herkes öldürebilir sevdiğini, kimi bir bakışıyla yapar bunu, kimi dalkavukça sözlerle, korkaklar öpücük ile öldürür, yürekliler kılıç darbeleri ile..."
"Karşılık vermek mi? Deli miyim lan ben? Kadınla kavga edilir mi? Kavga edeceksin de ne olacak? Haklı çıkma olasılığın yok ki... Yormamak lazım ağzı. Bırak söylensin."
"Biz kadınlar erkeğimizin başkasını sevmesindense başkasıyla sevişmesini tercih ediyoruz. Erkeklerde ise tam tersi... Biri beyniyle düşünüyor, biri kalbiyle..."
Müge elini kızın köprücük kemiğinde gezdirdi. Kabartmalı yazının üstünde soğuk parmaklarını gezdirirken gözleri yeni bir şey keşfetmiş gibi şaşkınlıkla ve hayranlıkla bakıyordu. Parmakları yazıyı ezberledikten sonra dudakları oynadı.
“Ne demek?”
“Cesur ol demek.”
“Sarıldım, Müge…”
Sigaradan derin bir nefes aldı. Nefes aldı, heves aldı. Hevesi kursağında kaldı. Hayatı boyunca olduğu gibi… “Abi? Sen bu kız için bir şey mi hissediyorsun?”
“Çok mu belli?”
“Kızın üstüne çıkıp soymamışsın. Oradan anladım sanırım.”