Bir serinin giriş kitabı olarak çok çok iyiydi bence. Son ana kadar favorim olacak gözüyle bakmıştım ancak son kısımda bir tık aşağıda kaldı. Ama asla kötü diyemem aksine okurken heyecanlandırıyor, içine çekiyor.
Başlarda Tisaanah'ın gözünden bir hikâye okurken ikinci kısımda Max'de dâhil oldu kitaba ve olaylar başka şekilde evrildi. Okuduğum süre boyunca tek bir tahminde bulunmadım, neler olabileceğini okudukça gördüm ancak heyecanla ilerledim kitapta. Özellikle ikinci kısım nasıl aktı anlamadım. Uzun uzun konusundan bahsetmeyeceğim. Büyü kullanılan, güçlü ve ne istediğini bilen ana kadın karakter, akıcı bir kalem ve heyecanlı olayların olduğu bir giriş kitabı bekliyor sizi Hiçbir Dünyanın Kızı'nda.
Tisaannah'ı çok sevdim. Akıllı ve istediğini elde etme noktasında çok kararlı. Mıymıy edip olaylar karşısında geriye çekilmiyor. Max bir tık huysuz gibiydi ancak onunda duruşunu sevdim. Yaşadıklarının okuduğum kadarı gözlerini doldurudu hatta. Ayrıca Tisaannah ile olan arkadaşlıklarını keyifle okudum. Sammerin sessiz ama varlığı hissedilen bir karakter oldu benim için. Kitapta en çok Nura'yı merak ettim ama ben. Gizemli ve göründüğünden fazlası olan bir karakterdi. Umarım onun gözünden de bölümler okurum.
Duygusal, gözlerimi dolduran bir yanı da vardı; heyecanla nasıl okuduğumu bilmediğim bir yanı da.
Hiçbir Dünyanın Kızı kitabından söz etmek istiyorum.
Daha küçük bir çocukken topraklarından koparılıp köle olarak satılan Tisaanah, zekâsı ve sihriyle hayatta kalmayı başarmıştır. Sonunda özgürlüğü için verdiği zorlu mücadeleyi kazandığında ise ardında bıraktığı en yakın arkadaşını ve
