Higgs: Evrenin Sonundaki Parçacık

Sean Carroll

Higgs: Evrenin Sonundaki Parçacık Quotes

You can find Higgs: Evrenin Sonundaki Parçacık quotes, Higgs: Evrenin Sonundaki Parçacık book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Her ne kadar elektronlarla yukarı ve aşağı kuarklar otomobilleri, nehirleri ve köpek yavrularını açıklamakta yeterli olsalar da keşfettiğimiz parçacıklar yalnızca bunlar değildir. Aslında on iki farklı madde parçacığı vardır."
"Bilimle ilgilenmek için öğrenmemiz gerekli değildir, çocuklar doğal bilim insanlarıdır. İçimizde olan bu merak yıllar süren okul ve gerçek yaşamın baskısı sonucu bastırılır. Nasıl iş buluruz, özel birisiyle nasıl karşılaşırız, çocuklarımızı nasıl büyütürüz gibi sorularla meşgul olmaya başlarız. Dünyanın nasıl işlediği sorusunu bırakıp bizim çıkarlarımıza nasıl işleyeceğini sormaya başlarız."
Reklam
"Bir atom bir lego bloğunun yaklaşık trilyonda biri boyutlarında, ama ilkeler benzeşiyor."
"...parçacık fiziği, insanın içinde yaşadığımız dünya üzerine merakının en saf tezahürüdür. İnsanlar hep sorular sordu ve iki bin yılı aşkın süre önceki eski Yunanlardan bu yana, keşfetme dürtüsü, evrenin nasıl işlediğini belirleyen temel kuralları bulma yolunda dünya çapındaki sistemli çabaya dönüştü."
Doğa yasaları çok ilginçtir ama yasaların olması da ilginçtir. Şimdiye kadar keşfettiğimiz yasalar kesin ve zarif matematiksel ifadeler olarak şekil bulmuştur. Fizikçi Eugene Wigner gerçekliğin bu özelliğinden o kadar etkilenmişti ki, "matematiğin fizikteki mantıksız etkinliğinden" söz ediyordu. Evrenimiz rastgele işler yapan basit bir malzeme karmaşası değildir; sabit madde bileşenlerinin hayli düzenli ve öngörülebilir evrimidir, parçacıkların ve kuvvetlerin karmaşık bir koreografiyle dansıdır.
Vakum Enerjisi
1998'de, uzak galaksilerin hızlarını inceleyen astronomlar şaşırtıcı bir keşifte bulundular: evren genişlemekle kalmıyor, hızlanıyordu da. Galaksiler sadece bizden uzaklaşmıyorlardı, giderek daha hızlı uzaklaşıyorlardı. Bu olgu için olası farklı açıklamalar var ama çok basit bir tanesi elimizdeki verilere de çok iyi uyuyor: 1917'de Einstein tarafından “kozmolojik sabit” olarak ortaya atılan vakum enerjisi. Vakum enerjisi fikri belli bir tamamen boş uzay hacminin ne kadar enerji içerdiğini bize söyleyen bir doğa sabiti olmasına dayanır. Yanıt sıfır değilse, ki böyle olması için bir neden yoktur, bu enerji evreni dışarı doğru itmeye çalışır bu da kozmik hızlanmaya yol açar. Bunun böyle olduğu yolundaki keşif 2011 yılında Saul Perlmutter, Adam Riess ve Brian Schmidt'e Nobel Ödülü'nü kazandırmıştır.
Sayfa 243 - Ginko BilimKitabı okudu
Reklam
Bazen görelilik tartışmalarında bir parçacık ışık hızına yaklaşırken kütlesi artıyormuş gibi konuşmaktan hoşlanılır ama bu biraz yanıltıcıdır. Bir nesnenın kütlesinin ebediyen sabitlenmiş olduğunu ama hızlandıkça enerjisinin arttığını düşünmek daha doğrudur. Kütle, hareket etmemesi durumunda sahip olacağı enerjidir ve tanım gereği, hareket ediyor olsa bile, bu değişmez. Doğrusu, hız ışık hızına yaklaştıkça, enerji sınırsız yükselir. Bu nesnelerin ne kadar hızlı gidebileceğinin mutlak sınırının ışık hızı olduğunu anlamanın bir yoludur, kütleli bir cismin o kadar hızlı gitmesi için sonsuz miktarda enerji gerekir. (Aksine, kütlesiz parçacıklar hep kesinlikle ışık hızında hareket ederler.)
Sayfa 63 - Ginko BilimKitabı okudu
... kuantum mekaniğinin özelliklerinden dolayı evrenin maddesi parçacık gibi görünür ama derinliğinde, aslında alandır.
Sayfa 117 - Ginko BilimKitabı okudu
Örneğin, bir LHC parçacık çarpışmasının yüksek enerjilerinde kütleçekim alışıldık olanın çok üzerinde olursa, çok küçük kara delikler oluşması mümkündür. Fizik üzerine tüm bildiklerimiz böylesi bir kara deliğin zararsızca buharlaşacağını söyler. Ama bütün bildiklerimizin yanlış olma olasılığı var. Bu yüzden belki kara delikler oluşur ve istikrarlı olurlar ve LHC onları üretebilir, onlar da yerkürenin çekirdeğine yerleşerek yavaş yavaş onu içinden yerler ve bu da gezegenin zaman içinde çökmesine neden olur. Bunun fiilen kaç zaman alacağını hesaplayabilirsiniz ve yanıtın da evrenin şu andaki yaşından çok daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Kuşkusuz, hesaplar yanlış olabilir.
Sayfa 186 - Ginko BilimKitabı okudu
Karşı-madde
Fermionların temelde nasıl işlediğini ilk anlayan, 1920'lerin sonlarında elektronu tanımlayan bir denklem yazmış olan Britanyalı fizikçi Paul Dirac'tır. Dirac denkleminin dolaysız sonuçlarından biri, her ne kadar fizikçilerin bunu kabullenmeleri uzun sürdüyse de her fermionun “karşı-madde” adı verilen, karşıt türde bir parçacıkla bağlantılı olduğuydu. Karşı-madde parçacıkları madde karşılıklarıyla tamamen aynı kütleye ama aksi elektrik yüküne sahiptiler. Bir parçacıkla bir karşı-parçacık bir araya geldiğinde, tipik olarak birbirlerini enerjili ışınım şeklinde yok ederler. ... Dirac'ın kuramı 1932'de, Amerikalı fizikçi Carl Anderson elektronun karşı-parçacığı olan pozitronu keşfettiğinde gerçeklik haline geldi. Maddeyle karşı-madde arasında sıkı bir simetri mevcuttur; karşı-maddeden yapılmış bir kişi kuşkusuz kendisini oluşturan parçacıklara “madde” diyecek ve bizi karşı-maddeden yapılmış olmakla suçlayacaktır. Ama gözlemlediğimiz evren madde doludur fakat çok az karşı-madde içerir. Bunun tam olarak neden böyle olduğu fizikçiler için bir muammadır ama elimizde birkaç olası fikir var.
Sayfa 51 - Ginko BilimKitabı okudu
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.