Her zevki çiğnediğiniz bir tarafa, komşuluğu öldürdünüz! İnsanları, (standart) ölçülerle o türlü burun buruna getirdiniz ki, yakınlıkta mübalağa uzaklık oldu.
Ben insan karakterini yüzlerden ziyâde ellerden okurum. Yüz yalan söyleyebilir, el söyleyemez. Ah, surat, sen ne riyâkarsın; ve sen, el, ne kadar samimî...
- Evvelâ esrara dair bir hikâye anlatmakla başlayayım: Yedikule surlarının dibine üç sarhoş gelmiş... Biri şarap, öbürü kokain, daha öbürü de esrar sarhoşu... Masal bu ya; Bizanslılar zamanında olduğu gibi, surların kapısını kilitli bulmuşlar... Nasıl girsinler?.. Üç sarhoş ayrı ayrı sarhoşluklarının belirttiği mânalara göre tekliflerde bulunmuşlar... Şarap sarhoşu demiş ki: «Ne düşünüyoruz, kapıyı tekmeleyelim, devirelim, girelim!»... Buna, karakteri derin bir sulhçuluk, sabır ve tahammülden ibaret kokain sarhoşu şöyle mukabele etmiş. «Yahu, telâşınız ne garip! Şuracığa uzanıp sabahı bekleyelim. Kapılar açılınca girelim!»... Birbirine tam aykırı bu iki arzuya karşı esrar sarhoşu basmış kahkahayı;. «Ayol, demiş, ikiniz de ne ahmak, ne kaba insanlarsınız! Kapının anahtar deliğinden süzülüp içeriye girmek varken hâlâ boş yere ne konuşuyorsunuz?»... Şimdi anladın mı esrarla ötekiler arasındaki farkı?..
Bir gün sınıfta ayağa kalktı ve Profesöre hitap etti:
- Bugünün genç adamına, ruhunu dolduracak hangi ideali tezgahlaştırıyor üniversite?
Üniversite bir (ideoloji) ocağı değil, mücerret ilim yatağıdır.
- Bir şeye inanmadan kuru ilim sahibi olmanın, yani gideceği istikamet olmadan arabaya malik bulunmanın bir faydası var mıdır? Hangi torbaya dolduracağım bütün bu bilgi eşyasını ve hangi hayat gâyesinin yolunda kullanacağım?
Profesör gülümsedi:
-Genç adam! Sen gerçekte nadir bir istidat belirtiyorsun! Hürriyet ve demokrasi ideali sana yetmiyor mu?
Genç adam acı acı haykırdı:
- Hürriyet ve demokrasi! Yâni hakikati tekte bulmanın değil de, sayısızda aramanın ve her defa yanılmanın rejimi... Ben merkep hürriyetiyle hür olmak yerine hakikat esaretiyle bir ideale köle olmayı istiyorum! Bunu bana kim ve ne verebilir?
- Ara oğlum, git de sokak sokak ara!
Genç üniversiteli, gece kulübü dönüşü sabaha karşı pansiyon yolundan geçerken, ilerdeki camiin minârelerinden bir ses yükseldi:
<<- Allah en büyük, Allah en büyük! Şehadet ederim ki Allahtan başka ilah yok! Şehadet ederim ki.....>>>
Ürperdi.