Hikem-i Ataiyye Şerhi

El-Hazin Hüsnü Geçer

Hikem-i Ataiyye Şerhi Quotes

You can find Hikem-i Ataiyye Şerhi quotes, Hikem-i Ataiyye Şerhi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Cenâb-ı Allah insanlara bağlanıp kalmayasın diye seni onların eziyetine maruz bıraktı. Hiçbir şey seni O'ndan alıkoyamasın diye her şeyden sıkılıp soğumanı istedi.
Sayfa 569Kitabı okudu
"İki günü bir olan ziyandadır. Bir kimsenin bugünü yarınından daha şerli ise kemålåttan mahrumdur. Artışta olmayan bir insan, noksanlığa doğru gitmektedir. Noksanlıkta yaşayan insana ölüm daha hayırlıdır."
Reklam
Yüce Allah (celle celäluh) bir kulunu rızasına ulaştırmayı dilerse onu, zâhiri amelle ve bedensel itaatin nurlarıyla, kendisine yöneltir. İşte buna "İslam makamı" denilir. O zaman beden; ibadete, Yüce Allah'ın rızasına uygun davranışlara şiddetli bir biçimde bağlandığı için vicdanında bir zevk hisseder. Kalbinde halávet ve huzur balını tadar. Bunun neticesinde milim dahi olsa Yüce Allah'ın istediğinden ayrılamaz.
İstediğin gecikti diye Rabbini suçlama. Asıl edebinin gecikmesinden dolayı nefsini suçla. Ey insan, bir şeyi diledin, sonra dileğinin yerine getirilmesinde gecikme olduğunu gördün. O zaman bil ki talebde edeb kurallarına göre davranmamışsın. Edebin kurallarına uygun davranmamak amacı geciktirir, hatta amaca ulaşmaya engel olur. Böyle bir hâlde kendini sorumlu tut, yoksa Yüce Allah'ın lütuf hazineleri doludur. Dua ve niyaz makamında edebin korunması gereklidir. Bunun yerine getirilmemesinden elbette ki hirman doğar. Yalvarış makamında güzel edeb üzerine olsaydın kesinlikle ihtiyacın maddeten ve mânen giderilecekti. Burada edeb Yüce Allah'ın bilgisiyle yetinmektir, hükmüne rıza göstermektir, senin için istediği şeye boyun eğmektir. Edeble istedikten sonra dileğinin yerine gelmemesi de kârınadır. Allah Teâlâ bugün değil belki yarın, isteğin şeyi değil belki ama başka bir şeyi mutlaka sana lütfedecektir.
Sayfa 306Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) herkesi kendi hâlinde, kendi mesleğine bağlı surette bırakırdı. Çünkü Cenâb-ı Allah (celle celâlüh) herkese maslahatına uygun bir hâl vermiştir. Hikmeti o hâle bağlamaktadır. Bundan ötürü hadisler arasında dış görünüşte çelişki görürsün; hakikat deryasına dalıp engine gidersen çelişki değil, maslahat ve hikmeti anlarsın. Mesela zikir hadislerini okuduğun zaman zikirden daha efdal bir şey yok, dersin. Cihad hadislerine baktığın zaman cihaddan daha efdal bir şey yoktur, dersin. İlim ile ilgili hadislere bakarsan ilimden daha efdal bir şey yok, dersin. Zühd ve maddi sebeplerden soyutlanma hadislerine bakarsan zühdden daha efdal bir şey yok, dersin. Aile ve çoluk çocuğun hizmeti ile, helâl yoldan kazanma ile ilgili hadislere bakarsan da bunlardan daha üstün bir şey yoktur, dersin. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bunların her birisine kuvvetli bir şekilde bizi teşvik etmiştir. Amaç, her meslek sahibinin kendi mesleğine gönül rızasıyla yapışıp onu takip etmesidir. Hiçbir meslek sahibine; “Mesleğin kötüdür, başka bir mesleğe git.” dememiştir.
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadisinde şöyle buyurur: "Allah (celle celâlüh) bir kulunu severse Cebrail (aleyhisselam)'ı çağırır ve buyurur. 'Gerçekten Allah filanı sever, hemen sen de onu sev. Hemen Cibril (aleyhisselam) onu sever, sonra Cibril (aleyhisselam) göklerde şöyle nida eder: Allah (celle celâlüh) filanı sever, siz de sevin.' Hemen gök ehli onu severler, sonra ona yerde de kabul bırakılır. Yer ehli de onu sever."
Reklam
319 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.