Hıncal Uluç gençliğimin gazetecisi. Onu gazetedeki köşe yazılarından, televizyonda yorum yaptığı spor programlarından ziyade farklı giyimi, fuları ve kahkahası ile hatırlıyorum.
Kitap yurtdışı gezileri sonrası yazdığı gazete yazılarının derlemesi. 1997-99 yılları arasında Küba, Rusya, Prag, Portekiz, Paris, Zürih, Newyork, St. Tropez gibi şehir ve ülkelere götürüp tekrar Atatürk Hava Limanı’na getiriyor Hıncal Uluç.
O yıllarda gazetecilerin yazılarında fuhuş, seks ticareti, alkol ve uyuşturucudan bahsedebiliyor olmasını hayretle okudum. İnsan yasak ve yasaklamalara zaman içinde alışıyor demek ki. Tabii ki yazılar tamamen bu konularla ilgili değil, sadece gittiği yerlerde bunlarla ilgili gözlemlerini ve yorumlarını da yazmış, yazabilmiş.
Dükkan bu işte. 10 yıl sonra gidiyorsunuz. Aynı barmen, aynı garson, aynı masa, aynı müşteriler. Bizde 20 yıl değil 20 ay aynı garsonla çalışan yer var mı? Dükkanı dükkan yapan, gelenekselleştiren bu servis elemanları oysa.
Biz Avrupa kentlerine, sadece Beşiktaş, Galatasaray, Fener turları kaldırırken, mesela bir İsveç turizm şirketi Operadaki Hayalet turu düzenler ve satardı.