Ülkenin birinde bir Raja yaşardı. Tek evladı olan oğlu, her gün avlanmaya giderdi. Bir gün annesi Rani dedi ki: “Bu üç tarafta dilediğin gibi avlanabilirsin ama şu dördüncü tarafa sakın gitme.” Kadın böyle bir uyarıda bulundu çün- kü dördüncü tarafa gittiği takdirde oğlunun güzel Prenses Labam’ın varlığından haberdar olacağını, sonra da Prenses’i
Evvel zaman içinde mini mini bir Kuzucuk yaşardı. Sar- sak bacakları üzerinde hoplayıp zıplar, çok eğlenirdi.
Bir gün büyükannesini ziyaret etmek için yola çıktı. Bü- yükannesinin vereceği güzel şeyleri düşünerek neşeyle zıp- lıyordu. Bir de ne görsün? Karşısına kocaman bir çakal çık- tı. Bu leziz et parçasına bakıp dedi ki: “Kuzucuk! Kuzucuk!
Bir zamanlar Svabhavakripana adında bir Brahma rahibi yaşardı. İsmi, “doğuştan cimri” anlamına geliyordu. Dilene- rek büyük miktarda pirinç toplamayı başarmıştı ve bunla- rı yiyip bitirdikten sonra kalanını bir çanağa doldurmuştu. Çanağı duvardaki bir çiviye takmış, kanepesini de tam al- tına yerleştirmişti. Bütün gece dikkatle çanağı seyrederek
Evvel zaman içinde Bodisat, bir nilüfer göletinin kena- rında yetişmiş bir ağacın koruyucusu olarak bir ormanda dünyaya gelmişti.
O zamanlar, kuraklık mevsiminde malum göletin suyu çekilirdi. Bu küçük gölette bir sürü balık yaşardı. Bir turna ise bu balıklara dikmişti gözünü:
“Şu balıkları bir şekilde oyuna getirip avlamalıyım.”
Turna, suyun