Historia 1923 - Sayı 3 kitaplarını, Historia 1923 - Sayı 3 sözleri ve alıntılarını, Historia 1923 - Sayı 3 yazarlarını, Historia 1923 - Sayı 3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yine dolu dolu bir sayı olmuş. Historia 1923 dergisiyle geç tanışmış olmam beni üzdü. İslamin Türk tarihindeki tarihsel yerine ve zamanla evrimleşmesini konu alan bir sayıdır. Cemaleddin Afgani'den Gazzali'ye iki ayrı uçun tarihsel olarak İslam'a dokunuşlarını anlatır. Alimler Cemaati'ni ve Mütefenniler Cemaati'ni kimler oluştuğunu ve neye dayandıklarını tanımlar. Din ve felsefe arasındaki gerginliği ve tarih içinde batının bu sorunu nasıl aşarken İslam'ın hakim olduğu topraklarda bunun aşılamamış olmasını açıklamaya çalışır. İslamın hakim olduğu topraklarda bilimin neden geride kaldığını konu alır. Mehmet Akif Ersoy'un İslami yapısını ve ahlakını anlatır. Dosya dışı konularıyla da dolu dolu bir sayı olmuş.
Türkiye'de her genel seçimi kaybeden Karşı-Devrimci olmayan kimi siyaset çevrelerinde "Ah halkımıza ulaşamıyoruz, bir ulaşabilsek, gerçekleri anlatabilsek seçimlerde bize oy verecekler." diye bir düşünce var. Oysa Karşı-Devrimci olmayanlar ya da Devrimciler ağızlarıyla kuş tutsalar homo ahiretikusları etkileme olanakları yoktur. Çünkü homo ahiretikusun inanabilmesi için karşısındakinin dinci, İslamcı, Yaşar Nuri'nin deyimiyle "Allah'la aldatanlardan biri" olması gerekir.
Arada bir karşımıza çıkartılan Atatürk'ün "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözü var. Hemen soralım: Homo ahiretikus milletin, ulusun bir bileşeni midir? Hayır, kesinlikle hayır. Milletin bireyi yurttaştır. Yurttaş demek iyi eğitilmiş, aydınlanmış insan demektir. Demek ki egemenlik yurttaşlardan oluşan ulusundur. Dolayısıyla homo ahretikus bu topluluğun dışındadır.
Homo ahiretikus, Orta çağ siyasal kuramına göre sürüden biridir, birey olması söz konusu değildir. Koyun gibi güdülecek bir varlıktır. Aklı fikri öbür dünyadadır, bu dünya yalan dünyadır. Homo ahretikus yurttaş olmadığına göre onun oy hakkı olmalı mıdır? Türkiye gibi nüfusun önemli bir bölümü (çoğunluğu) homo ahiretikus olan bir ülkede bu soru sorulabilir.
Homo ahretikusların ezici çoğunluğu eğitilmemiş ya da az eğitilmiş olduklarından dinin geleneklerini şeyhlerden, ulemalardan yani din adamlarından öğreneceklerdir. Bu, İslamiyetin dinde ruhban din adamı yoktur ilkesiyle çelişse de, yığınların cehaleti dolayısıyla, bunların din adamlarınca yönlendirilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.