İlyada'yı yazanın bir kadın olduğuna dair fikirler yürütülmüş zamanında. Bu kitapta İlyada'daki olayların ana temasını başka olaylar çerçevesinde yaşıyoruz. İlyada'daki temel başlıklar burada da var: talipler, seçim yapmayı reddeden prenses, kaybolan prens, onu aramaya giden aile üyesi, ona kurulan tuzaklar, kente gelen yabancı... Ancak olaylar bambaşka şekilde gelişiyor, ufak detaylar değişiyor ve hikayeye farklı bir yön kazandırıyor. İlk ve en önemli detay ise hikayeyi Odysseus'tan, yolculuğa çıkan bir erkekten değil de sarayda kalan bir kadından dinliyoruz. Aklıyla, dürüstlüğüyle, ailesine olan sevgisiyle ve Athena'ya olan ilişkisiyle ön plana çıkan Nausikaa.
Homeros destanlarını okuduktan kısa bir süre sonra okuduğum için belki de, kitap beni içine çekti ve çok beğendim. Mitoloji seven bir insan olarak bu tarz bir oyun, bir değişim, farklı bir bakış açısı hoşuma gitti. Anlatımı güzel ve akıcı olduğu için de sıkılmadan okuyabiliyorsunuz, 2 günde bitirdim :)
Takıldığım tek nokta, aşkın ve evliliklerin böylesi kolay ve çabucak halledilebilmesi.. Ya da biz abartıyoruz bu iki kavramı, kim bilir?