Bir varmış, bir yokmuş. Çook eskiden "adı var, kendi yok" bir ülke varmış. Bu ülkede "kendi var, adı yok" bir yönetim varmış. "Adı var, kendi yok" ülkesinin, "adı yok, kendi var" yönetimi altında, "ne var, ne yok" insanlar yaşarmış.
Madem ki topuz birinin başını ezmiştir, onun bir suçu olsa gerek.
.....
.....
Topuzun ezdiklerinin kiminin suçu şişman olması, kiminin sıska yada sarışın olması, kiminin gözlük takması, kimisinin de sözgelişi, saçlarını taramamış olmasıymış.
O ülkede ki bu topuz suçluları bulmaya yarıyormuş. Önce suçlu bulunuyor, canıyla suçunu ödüyor, sonra da ona uygun bir suç aranıyormuş.
"Tüm ülke kara dumanlara boğulduk. Göz gözü görmez oldu. Büyük küçük tanınmaz, saygı sevgi bilinmez oldu. Herkes birbirini çiğnemeye başladı. Bütün düzen alt üst oldu. Ayaklar baş, başlar ayak oldu. Kimin üste çıktığı, kimin altta kaldığı anlaşılamadı. Ezilenlerin iniltisi göklere yükseldi. Çarpan, deviren, düşüren birbirine karıştı. Kim kime, dum duma, alan çalan bilinmedi."
Ad ada benzer, yer yere benzer, er ere benzer, kişi kişiye, dişi dişiye benzer; masal söyleriz, kimse alınmaya! Dilimiz sürçer,adınız geçer, kimse darılmaya!