Vücudumuzun herhangi bir bölümüne zum yapıp incelemeye kalksak,
neredeyse her zum seviyesinde farklı bir yapı karşımıza çıkar. Adeta
katmanlar halinde onlarca sistem, birbirine bağlı devasa bir ekosistemi
yani vücudumuzu oluşturur. Fakat tüm bunların arasında bizi biz
yapan sinir sisteminin özel bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Beynimizin
diğer tüm organlarımızdan daha fazla enerji tüketmesinin sebebi, gerçekleştirdiği
yüksek enformasyonlu işlemlerin niteliği ve çok yönlü olmasıdır. Dahası gelişmiş
görüntüleme yöntemlerine rağmen hâlâ beynin çözemediğimiz o kadar fazla
gizemi var ki. Milyarlarca nörondan oluşan sinir sistemi ağından, merkezi bilgisayar
diyebileceğimiz beyne gelen iletilerin değerlendirilerek, gerekenlerin bilinç düzeyine
taşınması ve bu işlemlerin saniyenin kesitleri içinde gerçekleşmesi,
gerçekten de inanılmaz bir süreç. Bu karmaşık sürecin
detaylarıyla değil sadece sonucunun bilincinde olduğumuz
için çoğu kişi sinir sisteminin ne kadar büyüleyici olduğunun
farkında bile olmaz. Aslında bu bir yandan iyi bir şey. Çünkü
eğer algısal süreçlerin hepsini bilinçli olarak yaşasaydık
herhalde kolumuzu kaldırmamız bile birkaç dakika sürerdi.
Bu da bizi ağır hareket etmesiyle ünlü sloth (tembel hayvan)
benzeri canlılar haline getirirdi. Bu sayımızda insan türünün
anlaşılması en zor ama bir o kadar da ilgi çekici vücut
sistemlerinden biri olan sinir sistemini mercek
altına aldık